Fast Money. Haberler > 92. Yaş Gününde Edebiyatın Koca Çınarı Yaşar Kemal Hakkında Bilmediğiniz 11 Şey - 2236 - 1146 Edebiyatımızda adı hep Çukurova ve halk efsaneleri ile anılan Yaşar Kemal hakkında, kendisini okumuş olsun ya da olmasın herkesin bilmediğini düşündüğümüz bilgiler var. Yaşadığı süre boyunca Türk edebiyatında yeri doldurulamayacak eserler vermesinin yanı sıra tüm dünyanın Marquez’den sonra ölümüne en çok üzüldüğü yazar olduğu su götürmez bir gerçektir. 1. Yaşar Kemal’in asıl adı Sadık Kemal Göğçeli’dir. 2. Meşhur dil sevdalı Kaşgarlı Mahmut gibi Yaşar Kemal de yaşadığı yörede adım adım dolaşmış ve folklor halk bilim derlemeleri yapmıştır. 3. Nobel almamışsa bile adı hep almadığı Nobel’e layık görülmüş, yurt içi ve dışında otuz beş edebiyat ödülü almıştır Mesela 1977’de Fransa Eleştirmenler Sendikası En İyi Yabancı Roman ödülü, 1984’te Fransız Legion d’Honneur ödülü Commandeur payesi, 1996’da VIII. Katalonya Uluslararası ya da 1997’de Kenne Vakfı Düşünce ve Söz ÖZgürlüğü Ödülü İsveç bunların yalnızca birkaç tanesi. 4. Uluslararası arenada yayımlanan ilk eseri “Bebek” öyküsüdür. 5. Geçmişte, yazarlığı dışında birkaç ilginç meslek icra etmiştir Kuzucuoğlu Pamuk Üretme Çiftliğinde ırgat katipliği, Adana Halkevi Ramazanoğlu Kitaplığında memurluk, vekil öğretmenlik, traktör sürücülüğü bunlardan yalnızca birkaçı. 6. 1943’te Ülkü dergisinde “ümit” kelimesini ilk defa Çukurova’da doğduğu gibi kullanmış, ve Türkçeye kazandırmıştır. 7. İlk eşi Tilda’ya da çok aşıktı ve Tilda ölene dek 50 yıl evli kalmışlardı. 8. 2002’de ikinci kez evlendi. Kendisi hatrı sayılır bir eğitim görmemesine rağmen, evlendiği Ayşe Semiha Baban Harvard Üniversitesi mezunudur. 9. Dünya edebiyatının en efsanevi romanlarından olan İnce Memed’i Rusçaya ilk çeviren büyük Türk ozanı Mavi Gözlü Dev Nazım Hikmet’tir. 10. İnce Memed’in 4 cilt basıldığı yıllarda I ve II. ciltleri Türk edebiyatının en çok satan romanı olurken III ve IV. ciltler ise en az satan romanıydı. Yani bir nesil İnce Memed’i yarım okumuş oluyordu. 11. Ünlü dil bilimci Ali Püsküllüoğlu’nun yalnızca Yaşar Kemal eserlerini anlayabilelim diye yazdığı bir “ Yaşar Kemal Sözlüğü” vardır. Yaşar Kemal okuyanlar bilirler ki onun Dede Korkut’a dek uzanan sözcüklerini anlamak hayli güçtür.
Yaşar Kemal ya da doğum adıyla Kemal Sadık Gökçeli, 1923 yılında o dönem Adana sınırları içerisinde şimdiyse Osmaniye sınırları içerisinde olan Gökçedam’da eski adıyla Hemite doğmuş ; roman, senaryo ve öykü yazarıdır. Aslen Van-Ercişli olan yazarın ailesi I. Dünya Savaşı nedeniyle Adanaya göç etmek zorunda kalmıştır. Orta okul döneminde ırgat katipliği, memurluk, ırgatlık, kontrolörlük ve öğretmen vekilliği gibi çeşitli işlerde çalışmak durumunda kalan Yaşar Kemal hayatın zorluklarıyla olgunlaşmış birisidir. Edebiyat yapmayı çok küçük yaşlarda kafasına koymuş olan Yaşar Kemal, ilk sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle başlamıştır. İlkokul zamanlarında aşıklarla atışacak durumda olan yazar annesinin engel olmasından dolayı saz çalmayı tam anlamıyla Hayatı Türk Edebiyatın en önde gelen yazarlarından birisi olan Yaşar Kemal yazın hayatına Türksözü gazetesinde 1939 yılında başlamıştır. İlk eseri olan Ağıtlar isimli kitabı Adana Halkevi tarafından 1943 yılında çıkartılan yazarın edebiyat dünyasındaki etkinliğinin başladığı yıl bu yıl kabul edilir. Yaşar Kemal’in dünyada ilk kez yayımlanan eseri, Bebek öyküsüdür ve önce Fransızcaya, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya ve diğer çeşitli dillere çevrilmiştir. İlk öykü kitabı Sarı Sıcakla ünlenen yazar ilk romanı İnce Memedleyse hem ülkemizdeki popülaritesini arttırmış hem de dünyaca ünlü bir yazar olmaya başlamıştır. İnce Memed yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlanmıştır ve İnce Memed kitaplarının yurtdışındaki baskısı yüz kırktan fazladır. Dünyaca ünlü romanı İnce Memedi 1947 yılında yazmaya başlayan yazar çeşitli sebeplerle romanını yarım bırakmış ve sonrasında 1954 yılında bitirmiştir. Romanın fikir kaynağı yazarın eşkıya olan ve vurulan amcasının oğludur. Eserde yer alan Çakırdikeni hikayesi aslında bir bakıma eşkıyalığın felsefesinin yapılmasıdır. Yazar, Yaşar Kemal ismini ilk kez Cumhuriyet gazetesinde yazarken kullanmaya yaşlardan beri sosyalist politikanın içinde olan yazar dünyaya bakışını söyleşilerinde;” Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi… Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. […] Ben etle kemik nasıl birbirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum.” diyerek ifade etmiştir. Yazar edebi çalışmalarında halka dönük olmayı seçmiş ve yapıtlarında insani değerlerden kopmamaya çalışmıştır. Yazar siyasi görüşüyle sanatının paralel olduğunu ve halk ve doğaya inandığını dile pek çok yapıtında Anadolu’nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. Böylesine derin bir altyapıyı oluşturmak içinse gençlik yıllarında Çukurovayı ve çevre illeri karış karış gezmiş yeni insanlarla tanışıp bilmediği şeyler öğrenmiş ve çoğundan eserlerinde yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesi olan yazar, aynı zamanda Nobel Edebiyat Ödülüne aday gösterilen ve gerek yurt içinde gerek yurt dışında yapılan anketlerde Nobel Edebiyat Ödülünü alması gerektiği konusunda öne çıkan birkaç isimden birisidir. Edebiyat hayatı boyunca yüzlerce ödül almış olan yazarın en çok ödül aldığı ülkelerden birisi kuşkusuz Fransadır. 2011 yılında Fransada Legion dhonneur ödülüyle ödüllendirilen yazarın ayrıca ülkemizde 2008 yılında aldığı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü ve 2013 yılında aldığı Krikor Naregatsi Nişanı başlıca göze çarpan yazarın 2013 yılında Norveçte aldığı Bjornson Ödülü önemli bir yer *Sarı Sıcak *Bütün Hikayeler *Denemeleri *Ağıtlar *Taş Çatlasa *Binbir Çiçekli Bahçe *Şiirleri *Bugünlere Bahar İndi *Romanları *İnce Memed 1-2-3-4 *Akçasazın Ağaları 1Demirciler Çarşısı Cinayeti *Akçasazın Ağaları 2Yusufçuk Yusuf *Deniz Küstü *Teneke *Yılanı Öldürseler *Yer Demir Gök Bakır *Fırat Suyu Kan Ağlıyor Baksana *Yağmurcuk Kuşu *Tek Kanatlı Bir Kuş *Destansı Romanları *Ağrı Dağı Efsanesi *Binboğalar Efsanesi *Üç Anadolu Efsanesi *Çakırcalı EfeKaynakça vikipedia, meydan laorusseYazarIlham Göl
Türk Edebiyatı’nın en önemli ustalarından, 28 Şubat 2015’te kaybettiğimiz Yaşar Kemal’in seçtiğimiz 10 romanından 10 etkileyici alıntıyı sizler için derledik. İnce Memed 1955 Yaşar Kemal’in 32 yıllık bir sürede yazdığı 4 kitap şeklinde basılan İnce Memed, Türk Edebiyatı’nın baş yapıtıdır. İnce Memed, sadece roman değil, destan romandır. Roman dilinin başka dil ustalıkları katılarak, yeni bir dilin yaratıldığı başyapıttır. Yarattığı karakterlerin, kendisinden büyük olmasını başaran yazarlardandır. “Görüş sahası ne kadar dar olursa olsun, insan muhayyilesi geniştir. Değirmenoluk köyünden başka hiçbir yere çıkmamış bir insanın bile geniş bir hayal dünyası mevcuttur. Yıldızların ötelerine kadar uzanabilir. Hiçbir yer bulamazsa Kaf dağının arkasına kadar gider. O da olmazsa, düşlerinde yaşadığı yer başkalaşır. Cennetleşir.” “Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir.” Orta Direk 1960 Yaşar Kemal, Orta Direk, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu romanlarından oluşan Dağın Öte Yüzü üçlemesinde, yalak köylülerinin yaklaşık 13 aylık bir süreyi kapsayan yaşam mücadelelerini anlatır. Orta Direk’te köylülerin yaz sonunda pamuk toplamak için Çukurova’ya gidişlerini anlatır. Yaşar Kemal, bu üçleme için “Çok ağır, çok zor koşullar içinde yaşayan sonsuz bir direnişle yaşamını sürdüren insanların hikayesidir.” der. “Halil Emmi, daha kaç gün kaldı senin döngele turnalarının gelmesine? [….] İt dölü. Adam değil ki Mollanın oğlu. Yayvan yayvan güler. Pis. Sırıtkan. Yolunu değiştirdi, başka, uzun bir yola saptı. [….] İyice kocadım mı ola? Seksenini de geçmiş olacağım Allalem.” Yer Demir Gök Bakır 1963 Bu üçlemede Yaşar Kemal, kurguda ve anlatımda yeni teknikler dener. Bu romanda ise köylülerin Adil Efendi’ye olan borçlarını ödeyemeyecek olmalarının onlarda yarattığı korku ve bu durumdan kurtulmak için ermişe döndürdükleri Taşbaş’ın öyküsü anlatılır. Bu romanın, Orta Direk’ten farkı, anlatıcı taraf tutarak, kendi düşüncelerini rahatlıkla ifade ederek okuru yönlendirmeye çalışır. “O mavi kuştan, yanar döner kuştan… Hani, su kıyılarındaki yarları yılan deliği gibi deler, çok derinlere kadar deler, ta dibine, toprağın altına gider, oraya yuvasını yapar. Yuvalarının ağzında da her zaman bir çiçek biter. Ya bir yoğurt çiçeği, ya bir pampal, ya ağınağacı çiçeği, ya bir su püreni. O kuş çiçeksiz edemez, işte o kuştan bir tane tutmalı.” Binboğalar Efsanesi 1971 Kitap Çukurova’da tükenen bir yörük obasının yaşadıklarından esinlenerek yazılmıştır. Yaşar Kemal, “Boğa Çukurova Türkmenlerinde döl bereketi anlamına gelir. Bir de bizim Toros Dağları’nın adı Binboğa Dağları’dır. Toroslara, Toros dendiğini şehirde duydum.” der. “Bu gece beş mayısı altı Mayısa bağlayan gecedir. Bu gece denizlerin ermişi İlyas’la karaların ermişi Hızır buluşacaklar. Dünya kurulduğundan bu yana bu iki ermiş her yıl, yılın bu gecesinde buluşurlar. Eğer bir gün buluşmayacak olsalar denizler deniz, topraklar toprak olmaktan çıkar. Denizler dalgalanmaz, ışıklanmaz, balıklanmaz, renklenmez, kururlar. Topraklar çiçeklenmez, kuşlar, arılar uçmaz, ekinler yeşermez, sular akmaz, yağmurlar yağmaz, kadınlar, kısraklar, kurtlar, kuşlar, börtü böcek, tekmil yaratık doğurmaz . Eğer onlar buluşamazlarsa… Kıyametin habercileri Hızırla İlyas olacaktır.” Yağmurcuk Kuşu 1980 Yaşar Kemal’in Kimsecik Üçlemesi, Yağmurcuk Kuşu 1980, Kale Kapısı 1985 ve Kanın Sesi 1991 romanlarından oluşan üçlemesidir. Bu üçleme, otobiyografik öğeler taşır. Babası gözleri önünde öldürülen çocuk Mustafa’nın, intikam alma hikayesi değil, insanın özündeki korku duygusunu açığa çıkmasıdır. “Bu ağacın şakır şakır kanadığını ilk olarak Mustafa gördü. Bütün çocuklara korkarak, gözleri büyüyerek usul usul anlattı. Sonra çocuklar geceler boyunca ağacı beklediler, sonunda ağacın bir pınar gibi kanadığını gördüler, yaralı bir kurt gibi de bütün yapraklarıyla birlikte inlediğini duydular. Sonradan köyün kadınları, arkasından da yaşlıları, erkekleri bu tansığı gördüler, duydular, tanık oldular…” Ağrı Dağı Efsanesi 1970 Ağrı Dağı Efsanesi, Ahmet ve Gülbahar arasındaki aşkı anlatır. Ürpertici epik bir üslup, pürüzsüz bir kurgu, etkileyici ve güçlü karakterleri ile bir aşk destanıdır. Ayrıca, Yaşar Kemal insan psikolojisinin derinliklerine iner. “Gülbahar orta boylu, dolgundu. Duru, açık bir teni vardı. Buğday benizliydi. O, kızkardeşlerinden başka türlüydü. Ağrıdağı kadınları gibi üst üste dökmeli fistanlar giyer, saçlarını kırk örgü yapardı. Gerdanlığı altındı. Ayak bileklerine Ağrıdağı kadınları gibi altın, inci, zümrüt halhallar takardı. Çok zekiydi. Az konuşur, hep inceden gülerdi. Öteki kardeşleri erkek olsun, kız olsun, saraydan çok az dışarı çıkar, çok az halkın arasına katılırlardı. Gülbahar böyle değildi. O, hep halkın arasındaydı.” Demirciler Çarşısı Cinayeti 1974 1974’te yazdığı romanın, diğer romanlarıyla ortak temaları vardır. Roman, Yusufçuk Yusuf 1975, Akçasazın Ağaları üçlemesinin ilk iki kitabıdır. Ölüm, öldürülme korkusuyla ilerleyen destansı bir romandır. Zengin ve destansı betimlemeler, romana destansı dil ve söylem atmosferi verir. “O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler çektiler gittiler. Bir kere, iki, üç, dört, beş kere, yüz kere, bin kere söylüyor, içini bir ağlamanın, doya doya ağlamanın, kırgınlığın korkunç bir öfkeden geri kalmışlığın yumuşaklığı, hüznü, ağlamak isteği dolduruyor, bu erişilmez duyguyu kaçırmamak için de durmadan sözleri arka arkaya söylüyor, bir kaçırırsa, bir daha bu erişilmez tada varamayacağını sanıyordu.” Sarı Sıcak 1955 Yazarın 1955 yılında yayınlanmış ilk öykü eseridir. 22 öyküden oluşuyor. Yaşar Kemal’in dili yalın, çarpıcı. Köylülerin diliyle, insanlık adına konuşuyor. Sadelik ve dürüstlükle anlatılan bu öyküler insanın belleğine kazınıyor. “Gözleri donuverdi. Baktım ses soluk yok. Çocuk kucağında. Baktım ses soluk yok. Güneş tepeme işlemiş. Bir hoş oldum. Gerisini bilmiyorum. Kendime geldim ki ne göreyim, tozun toprağın içine belenmişim. Her yanım sızlıyor. Atı, arabayı koydunsa bul. Seğirttim şimdi. Sarı sıcağın altında… Beygirler, dedim, ya götürüp bir dereden yuvarladılarsa? Dirisi gün görmedi… Ölüsü, dedim, ölüsü olmasın irezil.” Teneke 1955 Bir Anadolu kasabasında çeltikçi ağaların ektikleri çeltik sıtmaya neden olur. İdealist genç kaymakamın halk adına ağalarla mücadelesini anlatır. Kaymakam ardından teneke çalınarak sürülür. Romanda yerel dil fazlaca kullanılmış, o yöredeki insanların yaşantısına ulaşmamızı sağlıyor. “Böyle üst üste gelen olaylar, Kaymakamı iyice sarsmış, zayıflatmıştı. Yüzü sapsarı, her zaman düşünceli, yorgun, kırılmış, kederliydi, ince dudakları, daha da incelmiş, keskin bir bıçağın ağzına dönmüştü. Gözleri pırıltı içindeydi. Işıltılı. Saçlarını sinirli sinirli arkaya doğru atıyordu. Tek inandığı insan şimdi Resul Efendiydi. Baba gibi seviyordu. O da onu koruyordu. Kasabadaki dedikoduları, hakkındaki iğrenç şayiaları, planları günü gününe duyuruyordu. Bir ay içinde bir ömürde öğrenilebileceklerin hepsini öğrenmiş gibiydi. Hele şu son günler!… Köylerde köylülerle yatmıştı. Bitlenmişti. Doktorun muayenehanesi önünde kuyruk olmuş hastalarla konuşuyordu her sabah, daireye gitmeden önce. Nasıl yalan söylenir, dalavere yapılır, ruhsat almak için nasıl dolaplar çevrilir, hepsini, hepsini öğrenmişti.” Kuşlar Da Gitti 1978 Konusu İstanbul Florya’da geçen bu kısa roman aslında Yaşar Kemal’in diğer romanlarından bir hayli farklı. Okurları arasında farklı bir yere sahip roman, sade ve etkileyici anlatımıyla içinize işliyor. Florya’da kuş tutan ve bunları azatlık olarak satan çocukların öyküsünü anlatıyor kitap. “- İnsanlık öldü mü? dedim – Yok, dedi, ölmedi, ölmedi ama bir yerlerde sıkıştı kaldı herhalde. – Nerede kaldı acaba? Mahmudun yüzü bir an sevinç ışığında şakıdı. İnsanlık belki Mahmudun bu ağız dolusu gülücüğünde, yürek dolusu sevincindedir, kim bilir, belki kuşlarda gitti, dedi Mahmut. Sonra hiç konuşmadık. Kuşlar da gitti, kuşlarla birlikte de… Ne olacak kuşlar da gitti.”
Haberler > Türk Edebiyatının "Dev" İsmi Yaşar Kemal'in Mutlaka Okumanız Gereken 19 Kitabı - 1256 - 1852 Türkçenin ve Türkçe edebiyatın dev ismi Yaşar Kemal'in 70 yılı aşan anıtsal yazarlık serüveninden öne çıkan yapıtları 95. doğum günü 6 Ekim 1923 anısına sizler için derledik. 1. "İnce Memed 1" Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü düzene başkaldıran Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsüdür. Yaşar Kemal'in söyleyişiyle 'içinde başkaldırma kurduysa doğmuş' bir insanın, 'mecbur adam'ın Ağa'nın zulmüyle köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Ağa'nın yeğeniyle evlendirilmek üzere olan Hatçe'yi kaçırır. Abdi Ağa'yı yaralayan, yeğenini de öldüren Memed eşkıya Deli Durdu'ya katılır, ancak kıyıcılığına katlanamadığı Deli Durdu'dan iki arkadaşıyla birlikte ayrılır. Memed, sıradan bir köy çocuğuyken, zulmedenler için eşkıyaya, köylüler içinse bir kurtarıcıya dönüşür. 2. "İnce Memed 2" Öldürülen Abdi Ağa'nın yerini kardeşi Hamza alır. Memed, topraklarını ele geçirmek için Vayvay köylülerine zulmeden Ali Safa Bey'i ve Hamza'yı öldürür. Ancak köylüler için tam bir efsaneye dönüşmesine rağmen zulmedenlerin öldürmekle bitmeyeceği konusunda kuşku duymaya başlar. Abdi Ağa gitmiş, yerine Hamza gelmiştir, onun yerini de bir başkası alacaktır. 3. "İnce Memed 3" Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü düzene başkaldıran Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsüdür. Yaşar Kemal'in söyleyişiyle 'içinde başkaldırma kurduysa doğmuş' bir insanın, 'mecbur adam'ın Mahmut Ağa, Çiçeklideresi köyündeki topraklarını işleyen köylüleri İnce Memed'i korudukları için topraklarından atar. Bunun üzerine Memed Çiçekli Mahmut Ağa'yı öldürür. Zulmedenlerin öldürmekle bitmeyeceği yönündeki kuşkuları, 'bir İnce Memed gitse de, yerine bin Memed gelir' fikriyle umuda dönüşür. 4. "İnce Memed 4" Eşkıyalığı bırakarak evlendiği Seyran ile bir Akdeniz kasabasına yerleşen Memed, burada milli mücadele kahramanlarından muallim Zeki Nejad'la dostluk kurar. Memed, köylüye zulmeden çeltikçilerle mücadele eden Zeki Nejad'ı öldürten Şakir Bey'i öldürerek yeniden dağa çıkar. Kendini yakalamak için köyleri boşaltarak köylüleri Çukurova'ya süren milletvekili Arif Saim Bey'i de öldürür. Bu olaydan sonra İnce Memed'in imi timi belirsiz olur. 5. "Ağrıdağı Efsanesi" Bir aşk destanı olan Ağrı Dağı Efsanesi geleneklerini Mahmut Han'a karşı savunan Ahmet ile Gülbahar arasındaki aşkı konu alır. Efsanelere ve halk söylencelerine yürekten bağlı Yaşar Kemal'in bu romanı, insan psikolojisinin derinliklerini de içerir 6. "Üç Anadolu Efsanesi" 'Kilometrelerce yürüyüp, dağ bayır koşup ne kurtarırsa kardır kuralınca, öne ağıtları, sonra da türküleri, koşmaları, destanları, Çukurova'nın tüm uyaklı uyaksız söz çeşitlerini, tekerlemelerini, küfürlerini avlıyordu. Folklor derlemesi filan değildi, bu iş hayat memat işiydi, özbeöz malını kurtarıyordu Çukurova'nın, sorumlusuydu kurda kuşa karşı, şaka değil.' 7. "Yılanı Öldürseler" Hasan aile onuru uğruna akrabaları ve köylülerin baskısıyla annesini öldürmek zorunda kalır. Dokuz yaşında işlediği bu cinayeti hiçbir zaman aklı almayacak, kabullenmeyecek ve anlamlandıramayacaktır. Toplumsal cinnetin bir çocuğu katil olmaya sürüklemesinin romanı Yılanı Öldürseler kurban kavramına odaklanır. 8. "Teneke" Bir Anadolu kasabasında, çeltikçi ağaların yönetmeliklere karşı gelerek ektikleri çeltik sıtmaya neden olur. İdealist ve genç kaymakam tüm tecrübesizliğiyle, sıtmaya tutulan kasaba halkı adına ağalarla mücadeleye girişir. Ancak kaymakam kasabadan, ardından teneke çalınarak sürülür. Teneke idealizm ile baskın güç arasındaki mücadelenin romanıdır. 9. "Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana" .Bir Ada Hikayesi dörtlüsü, savaşlardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, Yunanistan'a gönderilen Rumların boşalttığı bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarını konu alır. Umut romanın baş kahramanıdır. Lozan'da alınan mübadele kararıyla, Rumlar Yunanistan'a gönderilmiş ve savaşlarda yerini yurdunu yitirmiş insanların Ege'deki bu adaya yerleştirilmelerine karar verilmiştir. Adanın kaderi Poyraz Musa'nın gelişiyle değişir. Adaya sığınan çeşitli kökenlerden insanlar, Poyraz Musa'nın desteğiyle yaşadıkları bütün acılara karşın mutlu ayakta tutarak yeni bir yaşamın filizlerini yeşertirler. 10. "Karıncanın Su İçtiği" Bir Ada Hikayesi dörtlüsü, savaşlardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, Yunanistan'a gönderilen Rumların boşalttığı bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarını konu alır. Umut romanın baş kahramanıdır. Karıncanın Su İçtiği, beklemenin ve sabrın romanıdır. Savaştan dönmeyen yakınlarını bekleyen kadınların, yurduna dönmeyi bekleyen sürgünlerin, denizi bekleyen balıkçıların, aşkı bekleyen yüreklerin sonsuz bir sabırla hayata duydukları inanç, adanın doğasına, insanlarına duyulan sevgiyle aydınlanır. 11. "Çıplak Deniz Çıplak Ada" 'Çıplak Deniz Çıplak Ada', Yaşar Kemal'in yerlerinden edilen insanların Ege'de bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarının destansı öyküsü Bir Ada Hikâyesi'nin dördüncü ve son kitabı. Dörtlünün bu son romanında, geçmişin yaraları kapanmaya yüz tutmuş ama izleri kalmıştır... Ağaefendi'yle Melek Hatun, Poyraz'la Zehra, Ali Hüseyin'le Nesibe muradına erecektir; Lena Ana'nın hasretle yollarını beklediği kayıp oğulları da geri dönmüştür ama balıkçıların reisi Hıristo'nun başına beklenmedik bir olay gelir. 12. "Demirciler Çarşısı Cinayeti" Akçasazın Ağaları tarihte, zamanla, düzenle hesaplaşmanın hikayesidir. Ağalar çökerken yanıbaşında yeni bir tarih yazılır, değişim kaçınılmazdır. Güçlüler dövüşürken doğa da ses Çarşısı Cinayeti birbirini yok etmek için tüm hünerlerini, olanaklarını, güçlerini, bundan da öte akıllarını, nefretlerini ve kinlerini kullanan iki derebeyinin ayakları altında ezilen toprağın, toprağın insanlarının ve yeşerttiği doğanın büyük efsanesidir. Lanet, çıktığı bağrı vuracaktır 13. "Sarı Sıcak" Sarı Sıcak Anadolu halkının yokluğa, açlığa, unutulmuşluğa karşı verdiği insanüstü mücadelenin hikayesidir. Pisliğin, sıcağın, sefaletin ortasında bir avuç insanın hayatla aralarındaki ince bağa sımsıkı sarılışlarının ve hayatta kalma çabalarının dramı yirmi iki hikayede dile getirilir. 14. "Binboğalar Efsanesi" Yüzyıllarca yerleşik düzene geçmemek için direnen Türkmenler'in romanı Binboğalar Efsanesi Hıdrellez şenliklerinde, göçerlerin kış için sığınacak topraklar bulma dilekleriyle başlar. Ancak, kış onlar için bir yok oluş öyküsüne dönüşecektir. Yörüklerin yok oluşuna yakılmış bir ağıt. 15. "Çakırcalı Efe" Çakırcalı Memed Efe, on beş yıldan fazla bir zaman boyunca eşkıya olarak Osmanlıya baş kaldırmış, binden fazla insanı öldürmüş, öte yandan fakir fukaranın koruyucusu olmuştur. Yaşar Kemal, Çakırcalı'yı öldüren müfrezenin kumandanı Albay Rüştü Kobaş'ın verdiği bilgiler ışığında eşkıyanın hayat hikayesini, tanıklarının yorumlarına da yer vererek anlatır. 16. "Yer Demir Gök Bakır" 'İnsanlara karşı acımasız bir toprağın temposu...' 17. "Ortadirek" Başı dara düşenler, yarattıkları düş dünyasında bulurlar yollarını. Ayakta kalabilmek için sığındıkları bu dünya bir yandan onları yaşatırken, bir yandan da hikayelerini örer. Dağın Öte Yüzü üçlüsü darda kalanların yarattıkları düş dünyasının büyük bir görkemli hikayesidir. Üçlünün ilk kitabı Ortadirek'te uzun ve zorlu yolda yürüyenler anlatılır. Bir çile yürüyüşüdür bu; varacakları yerde onları sadece ayakta kalmak mücadelesi bekliyor olsa da, her yürüyüş bir umuttur. Pamuklar toplanmadan Çukurova'ya ulaşmak, çileye ve umuda da ulaşmaktır. 18. "Ölmez Otu" Başı dara düşenler, yarattıkları düş dünyasında bulurlar yollarını. Ayakta kalabilmek için sığındıkları bu dünya bir yandan onları yaşatırken, bir yandan da hikayelerini örer. Dağın Öte yüzü üçlüsü darda kalanların yarattıkları düş dünyasının büyük bir görkemli hikayesidir. Üçlünün üçüncü kitabı Ölmez Otu Toros Dağlarından Çukurova'ya uzanan bir toprakta yeşerir. Pamuk toplamaya inen Yalak köylülerine kendi yarattıkları efsane eşlik eder. Ancak mitin yıkılışını anlatan satırlar, vahşi olduğu kadar olağanüstü bir türkü gibi içimize işler. 19. "Yusufçuk Yusuf" Akçasazın Ağaları tarihle, zamanla, düzenle hesaplaşmanın hikayesidir. Ağalar çökerken yanı başlarında yeni bir tarih yazılır, değişme kaçınılmazdır. Güçlüler dövüşürken doğa da ses Yusuf Çukurova'ya kuşaklar boyunca egemen olmuş iki derebeyinin hikayesidir. Köylüleri yıllarca baskı altında tutan bu güç kırılırken, yeni zamanların gereklerine uyum sağlamış yeni zenginler başka bir güç oluştururlar. Barbarlığı çağrıştıran bu güç, 'bataklıktan kurtulmaya yüz tutmuş bir bataklık toprağını yağmalar'. Sizin Yaşar Kemal kitabınız hangisi? Bunu yorumlarda belirtirseniz çok memnun oluruz!
Yaşar Kemal Kimdir Hayatı Eserleri Romanları Edebi Kişiliği Hakkında Bilgi 1923-2015, Cumhuriyet Dönemi yazarlarındandır. Yaşar Kemal’in asıl adı Kemal Sadık Göğçeli’dir. Yaşar Kemal, edebiyata şiirle başlamış, röportaj türünde önemli eserler vermiş, asıl başarısını da romanlarıyla sağlamıştır. Gözlem gücüne dayalı, toplumsal sorunları ve insan ilişkilerini konu edinen romanlar yazmıştır. Toplumcu gerçekçi edebiyatın roman türünde önde gelen yazarlarındandır. Eserlerinde folklorik öğelere, Anadolu halkının yaşam biçimine, kırsal yaşamdaki sosyal gerçekliğe değinmiş; içten ve doğal bir anlatımla toplumu yansıtmıştır. Halk dilinin anlatım olanaklarından, masal, halk hikayesi, destan gibi türlerin üslup özelliklerinden yola çıkarak kendine özgü bir anlatım sağlamıştır. Yaşar Kemal, özellikle Çukurova ve Toroslar bölgesini birçok eserinde mekân olarak seçmiştir. İnce Memed romanı, 1984 yılında İngiliz aktör ve yazar Peter Ustinov Pitır Ustinov tarafından Memed My Hawk Şahidim Memed adıyla sinemaya uyarlanmıştır. Yazarın Yer Demir Gök Bakır romanı da 1966’da Uzun Dere adlı bir oyuna çevrilmiş; oyun, Uluslararası Nancy Tiyatro Festivali’nde sahnelenmiş ve birincilik ödülünü kazanmıştır. Yazarın tiyatroya uyarlanan bir diğer romanı da Teneke’dir. Teneke İsveç’te sahneye konmuş ve neredeyse bir sene boyunca gösterime devam etmiştir. Oyun, ünlü İtalyan besteci Fabio Vacchi’yi Fabyo Vachi derinden etkilemiş; besteci, Teneke’yi üç perdelik bir operaya dönüştürüp 2007’de Milano’da sahnelemiştir. Yer Demir Gök Bakır romanı da 1987’de Zülfü Livaneli tarafından sinemaya aktarılmıştır. Yaşar Kemalin Romanları ve Diğer Eserleri İnce Memed I, II, III, IV, V; Teneke, Orta Direk, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu, Demirciler Çarşısı Cinayeti, Yusufçuk Yusuf, Yılanı Öldürseler, Al Gözüm Seyreyle Salih, Kuşlar da Gitti, Deniz Küstü, Yağmurcuk Kuşu, Kale Kapısı, Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana, Karıncanın Su İçtiği, Tanyeri Horozları, Çıplak Deniz Çıplak Ada, Tek Kanatlı Bir Kuş, Üç Anadolu Efsanesi, Ağrıdağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi, Çakırcalı Efe roman; Yanan Ormanlarda Elli Gün, Çukurova Yana Yana, Peri Bacaları, Bu Diyar Baştan Başa, Bir Bulut Kaynıyor röportaj, Sarı Sıcak hikâye… BAŞKA BİR KAYNAK 1922- Roman yazarı. Osmaniye’nin Hemite Göğçeli köyünde doğdu. İlkokulu Kadirli’de bitirdi. Ortaokulu son sınıfta bırakıp çeşitli işlerde çalıştı. Cumhuriyet gazetesinde yazılar yazdı, Anadolu Bürosu şefi olarak görev yaptı. Yaşar Kemal, 1967-1971 yılları arasında haftalık bir dergi çıkardı. Halen hayatını yazarlıkla, romanlarının geliri ile kazanıyor. Sanat hayatına şiir yazarak başladı. İlk şiiri Adana Halkevi dergisi olan Görüşler’de çıktı 1939. Halk ağzından folklor malzemesi derleyip yayımladı. Sadık Kemal Göğçeli adı ile Ülkü 1942, Kovan 1943, Millet 1943 Beşpınar 1943 adlı dergilerde şiir denemeleri çıktı. 1951’den sonra hikaye ve romana başladı. Genellikle Çukurova bölgesinden seçtiği kahramanlarla köylülerin toprak ve fabrika işçilerinin hayatını anlattı. Anadolu’dan derlediği efsaneleri romanlaştırmaya çalıştı. Folklor derlemeleri 1. Çifte Çapa Manileri Seyhan dergisi, 1942, 2. Ağıtlar 1943. Hikaye kitapları 1. Sarı Sıcak 1952, 2. Bütün Hikâyeler 1967. Röportajları . Yanan Ormanlarda Elli Gün 1955, 2. Çukurova Yana Yana 1955, 3. Peri Bacaları 1957, 4. Bu Diyar Baştan Başa Bütün röportajları, 1971, 5. Bir Bulut Kaynıyor 1974. Romanları 1. Teneke 1955, 2. İnce Memed İnce Memet 1955, 2. cilti 1969, 3. Orta Direk 1960, 4. Yer Demir Gök Bakır 1963, 5. Ölmez Otu 1969, 6. Üç Anadolu Efsanesi 1967, 7. Ağrıdağı Efsanesi 1970, 8. Binboğalar Efsanesi 1971, 9. Çakırcalı Efe 1972, 10. Demirciler Çarşısı Cinayeti 1974, 11. Yusufçuk Yusuf 1975, 12. Yılanı Öldürseler 1976, 13. Al Gözüm Seyreyle Salih 1976, 14. Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca 1977, 15. Kuşlar Da Gitti 1978, 16. Allah’ın Askerleri 1970, 17. Deniz Küstü 1978, 18. Kimsecik 1980. Diğer kitapları 1. Taş Çatlasa Fıkra, deneme, 1961, 2. Baldaki Tuz Gazete yazılan, 1974, 3. Ağacın Çürüğü Konuşmalar, 1980. [AH Püsküllüoğlu, yazarın eserlerinde geçen mahallî sözlerin lügatini yazdı Yaşar Kemal Sözlüğü 1974. İnce Memed İle Varlık Roman Armağanı’nı 1955, Demirciler Çarşısı Cinayeti ile de Madaralı Roman Odülü’nü 1974 aldı.] İnce Memed Özeti Garip Hareketi Akımı »
yasar kemal in cukurovali kahramani