Bunedenle azot tankları için mutlaka periyodik kontrollerinizi yaptırınız. Tehlikeli sıvıların bulunduğu tanklar API 620, API 650, API 653, API 2610 standartlarda belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır ve periyodik kontrol süresi 10 yıl dır. Femko, uzman ekip ve ekipmanları ile gerçekleştirdiği azot tankları kontrolleri
WhatsappPaylaş Favorilerime Ekle. Ürün Kodu. GP213547. Adres Bilgisi. Türkiye /Kocaeli /Kartepe. Telefon numarasını görmek için tıklayınız. Telefon. 0262-371 21 38. Kısa Bilgi Narkoz gazı olarak da bilinin azot protoksit, oda sıcaklığında renksiz ,yanıcı olmayan hafif tatlı kokan bir
CrNi’ li Yumuşak Martensitik Paslanmaz Çeliklerin Kaynağı. % 0.05’e kadar sınırlanmış karbon miktarı, ısıdan etkilenen bölgede ve aynı kompozisyona sahip ana metalde sünek bir martensit fazının oluşmasını sağlar. Kalın kesitli malzemelerde 100°C’de ön tav yapılmalı ve pasolar arası sıcaklıklar 100 - 150°C
Hidroponiksistemler, topraksız tarım modellerinden biridir. Hidroponik tarımda, bitkiye ihtiyacı olan besinler toprak yerine su vasıtasıyla verilir. Topraksız tarım günümüzde epey meşhur. Şehirleşme, su kaynaklarının azalması ve toprak kirliliği göz önüne alındığında; tarımsal üretimin geleceğinde büyük bir rol
AZOTPROTOKSİT Narkoz gazı olarak da bilinin azot protoksit, oda sıcaklığında renksiz, yanıcı olmayan hafif tatlı kokan bir gazdır. Anastetik etkisinden dolayı ameliyatlarda kullanılır. Az miktarda solunduğunda sinir gevşetici ve rahatlatıcı etkisinden d. 0216 493 5033 info@ ANASAYFA ; KURUMSAL .
Fast Money. Azot Protoksit Bilinçli Sedasyon Azot protoksit, sağladığı rahatlama ile diş hekimliği korkusunun yenilmesinde çok önemli bir yardımcı araçtır. Halk arasında gülme gazı olarak bilinen azot protoksit, aslında soluduğumuz havanın ana bileşenleri olan azot ve oksijenin farklı oranlarda karıştırılmış halidir. Bu gaz, solunum yolu ile alınması halinde vücutta rahatlamaya, ağrı eşiğinin yükselmesine ve acı hissetmemeye neden olur. Pek çok kişinin diş hekimliğinden korkmasının sebebi, ilk aşamalarda yapılan anestezi iğne ya da çok basit işlemlerde anestezi yapılmaması sonucu duyulan ağrıdır. Azot protoksit, bu ilk aşamalar sırasında duyulan ağrıyı engellediği için, tedavi uygulamalarında oldukça fazla kolaylık sağlar. Azot protoksit, basitçe iki tüp halinde bulunan gazların hastaya solutulması yoluyla uygulanır. Bu uygulamanın en güzel tarafı, vücut tarafından kolaylıkla kabul edilmesi, herhangi bir komplikasyon ve riskinin bulunmaması, uygulamanın kesilmesinden 3-5 dakika sonra hastanın tamamen normale dönmesidir. Dünyada uzun yıllardır, sıfıra yakın komplikasyonla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Azot protoksit uygulaması sırasında, genel anestezi uygulaması gibi genel bir baygınlık hali oluşmaz. Hastanın bilinci tamamen açıktır, konuşmalara cevap verir ve tüm duyuları ve refleksleri yerindedir. Bununla birlikte bir rahatlama ve ağrı hissetmeme durumu oluşur. Tedavi sırasında hasta azot protoksiti burundan solumaya devam edebilir ya da rahatlama seviyesine göre işlem bitirilebilir. Gerekli durumlarda tekrar tekrar uygulanabilen bir işlemdir ve son derece güvenlidir. Bilinçli sedasyon uygulaması hemen hemen tüm insanlarda risksiz bir şekilde, muayenehane şartlarında uygulanabilir.
Kjeldahl yöntemi ile azot / protein analizi için en yaygın kullanılan yöntemdir. Uygulama sırasında amonyum, aminler vb. azot içeren tüm bileşikler tespit edilmektedir. Genel gıdalar, et ve et ürünleri, hayvan yemleri, atık su vb. çevre uygulamaları gibi bir çok farklı matrikste kullanılabilen bir uygulamadır. Uygulama olarak 3 adımlı bir analiz olarak değerlendirebiliriz; Yaş Yakma Uygulaması Numune Sülfirik Asit ile parçalanarak Amonyum Sülfat Formuna Dönüştürülür. Nötralizasyon ve Distilasyon Uygulaması Amonyum Sülfat formuna dönüşen azottan, Amonyak’ın Sodyum Hidroksit distilasyonu ile serbest hale getirilmesi Titrasyon Uygulaması Borik Asit içerisine alınan distilat, ayarlı titrant ile titre edilir. Temsil ettiğimiz Buchi portföyünde numune hazırlıktan başlayarak; yakma sistemleri, distilasyon sistemleri, asit nötralizasyon üniteleri, otomasyon sistemleri gibi farklı uygulama cihazları mevcuttur. Buchi Yakma Üniteleri; Buchi K425 Kjeldahl Azot Protein Yakma Ünitesi 6 adet kapasiteli Infrared sistem yakma ünitesidir. Blok yakma sistemlerine göre yaklaşık 2 kat daha hızlı işlem sağlamaktadır. Buchi K425/K436 Ürün Bilgisi İçin Tıklayınız. Ürün Bilgisi Buchi K436 Kjeldahl Azot Protein Yakma Ünitesi 12 adet kapasiteli Infrared sistem yakma ünitesidir. Blok yakma sistemlerine göre yaklaşık 2 kat daha hızlı işlem sağlamaktadır. 2 adet 6’lı ayrı pozisyon çalışma olanağı ile esneklik ve hız kazandırır. Buchi K425/K436 Ürün Bilgisi İçin Tıklayınız. K439 Kjeldahl Azot Protein Yakma Ünitesi 12 adet kapasiteli, dijital programlanabilir Infrared sistem yakma ünitesidir. Blok yakma sistemlerine göre yaklaşık 2 kat daha hızlı işlem sağlamaktadır. 2 adet 6’lı ayrı pozisyon çalışma olanağı ile esneklik ve hız kazandırır. ECO versiyon Scrubber cihazları ile otomatik iletişim kurar. Buchi K439 Ürün Bilgisi İçin Tıklayınız. Özel Reflux ataşmanları ile özelliştirilecek Kimyasal Oksijen İhtiyacı KOİ/COD vb. uygulamalar için modifiye edilebilir bir sistemdir. K446 Kjeldahl Azot Protein Yakma Ünitesi 20 adet kapasiteli, dijital programlanabilir Blok sistem yakma ünitesidir. Yüksek kapasite ile çalışmaya uygundur. Otomasyon uygulamalarında, Rack geçişlerinde hız kazandırır. Buchi K446/449 Ürün Bilgisi İçin Tıklayınız. K449 Kjeldahl Azot Protein Yakma Ünitesi 20 adet kapasiteli, dijital programlanabilir, otomatik asansörlü Blok sistem yakma ünitesidir. Yüksek kapasite ile çalışmaya uygundur. Otomasyon uygulamalarında, Rack geçişlerinde hız kazandırır. ECO versiyon Scrubber cihazları ile otomatik iletişim kurar. Buchi K446/449 Ürün Bilgisi İçin Tıklayınız. Buchi Distilasyon Üniteleri; K350 Kjeldahl Azot Protein Distilasyon Ünitesi Kjeldahl uygulamalarında kullanılır. Alkali pompalı tek pompalı temel seviye distilasyon cihazıdır. Genel olarak düşük analiz sayısına sahip, ekonomik çözümdür. Buchi K350 Ürün Bilgisi İçin Tıklayınız. K355 Kjeldahl Azot Protein Distilasyon Ünitesi Kjeldahl ve Non-Kjeldahl Toplam ve Serbest Kükürt Dioksit, Fenoller, Alkol, Formaldehit, Siyanür, Fosfor vb. uygulamalarda özel konfigürasyon ile uygulamalarında kullanılır. Çift pompalı Alkali-Su ve/veya özel kimyasallar distilasyon cihazıdır. Buchi K355 Ürün Bilgisi İçin Tıklayınız. K360 Kjeldahl Azot Protein Distilasyon Ünitesi Kjeldahl ve Non-Kjeldahl Toplam ve Serbest Kükürt Dioksit, Fenoller, Alkol, Formaldehit, Siyanür, Fosfor vb. uygulamalarda özel konfigürasyon ile uygulamalarında kullanılır. Üç pompalı Alkali-Su-Asit ve/veya özel kimyasallar tam otomatik, yüksek hassasiyetli distilasyon cihazıdır. Talep halinde, tam otomatik titrasyon cihazlarına bağlanıp, direkt sonuç almaya uygundur. Metot ve sonuç hafızası sahip olup, kullanıcı dostudur. Buchi K360 Ürün Bilgisi İçin Tıklayınız. K375 Kjeldahl Azot Protein Tam Otomatik Distilasyon Ünitesi Kjeldahl uygulamaları için, dahili otomatik titratör sistemli, otomasyona tam uyumlu, tam otomatik, dünyanın en hassas distilasyon cihazıdır. Yazılım gerektirmeden, kendi kontrol paneli üzerinden tam otomatik olarak otomasyon prosesini yönetebilir. Yüksek analiz sayısı ve yüksek hassasiyet gerektiren laboratuvarlar için ideal çözümdür. Online Titrasyon özelliği ile, titrasyon sırasındaki zaman kayıplarını minimize eder ve hız kazandırır. Terazi, barkod yazıcı vb. bağlantılara olanak sağlar. Sonuçları PDF olarak USB bellek ile almaya olanak sağlar Kullanıcı yönetimi, LIMS uyumluluğu, Software ile kullanım olanağı gibi bir çok uyumluluk ile iş yükünü hafifletir. Buchi K375 Ürün Bilgisi İçin Tıklayınız. Buchi Otomasyon Sistemleri; K376 / K377 Otomasyon Sistemi K375 serisi cihazlar ile, tüpleri hareket ettirmeden, numuneyi transfer ederek çalışan otomasyon sistemleri. Kapasitenize göre çözümler sunar. Buchi Asit Nötralizasyon Scrubber Üniteleri K415 DuoScrub / TripleScrub / Quadscrub Asit Nötralizasyon Sistemi Kjeldahl uygulamaları, reaksiyonlar, sentezler vb. durumlarda ortaya çıkan asit buharlarının giderimi için kullanılır. Modele göre 4 aşamaya kadar uygulama adımlarına sahiptir. Yüksek güçlü emiş pompası ile efektif çevre ve kullanıcı güvenliği sağlar. Sistem Aşamaları; Nötralizasyon Adımı K415 DuoScrub / TripleScrub / Quadscrub Adsorpsiyon Adımı K415 DuoScrub / TripleScrub / Quadscrub Kondenzasyon Adımı K415 TripleScrub / Quadscrub Reaksiyon Adımı K415 Quadscrub Soğutma Suyu Kontrolü K415 TripleScrub ECO / Quadscrub Buchi K415 Ürün Bilgisi İçin Tıklayınız. Buchi Homojenizatör – Mixer; Kjeldahl, Ekstraksiyon, NIR vb. uygulama cihazlarına numune hazırlamak için kullanılmaktadır. Yüksek devirli çalışması ve motorize sistemi sayesinde, numuneyi çok kısa sürede, yağ-nem vb. bileşen kayıplarını minimize ederek hazırlar. Kolay kullanımı ve temizliği sayesinde kullanıcı dostudur. Ağır Metal kontaminasyonu kritik numuneler için Seramik Bıçak opsiyonu mevcuttur. Buchi B400 Ürün Bilgisi İçin Tıklayınız.
Azot, bitki büyümesi, gelişimi ve üremesi için temel bir besindir. Azotun dünya üzerinde en çok bulunan elementlerden biri olmasına rağmen, azot eksikliği, muhtemelen dünya çapında bitkileri etkileyen en yaygın besin problemidir – atmosferden ve yer kabuğundan gelen azot doğrudan bitkiler tarafından AzotSağlıklı bitkiler genellikle, toprak üstü dokularında yüzde 3 ila 4 oranında azot içerir. Bu, diğer besin öğeleri ile kıyaslandığında çok daha yüksek bir konsantrasyondur. Birçok toprak randıman yönetim programlarında önemli bir rol oynamayan karbon, hidrojen ve oksijen gibi besin öğeleri, daha yüksek konsantrasyonlarda bulunan diğer besin çok önemlidir çünkü bitkilerin su ve karbondioksitten şeker üretmek için örn.; fotosentez günes ışığı enerjisi kullandıkları bileşik olan klorofilin en önemli bileşenidir. Ayrıca, proteinlerin yapı taşları olan aminoasitlerin temel bileşenidir. Proteinler olmadan, bitkiler solar ve ölür. Bazı proteinler, bitki hücrelerinde yapısal birim görevi görürken, diğerleri yaşamın bağlı olduğu birçok biyokimyasal reaksiyonu mümkün kılan enzim görevi görür. Azot, ATP adenozintrifosfat gibi enerji transfer bileşiklerinin bir bileşenidir. ATP, hücrelerin metabolizmada salınan enerjiyi muhafaza etmesine ve kullanmasına olanak sağlar. Sonuç olarak, azot, hücrelerin ve en nihayetinde tüm bitkilerin büyümesi ve üremesine olanak sağlayan genetik materyal olan DNA gibi nükleik asitlerin önemli bir bileşenidir. Azot olmadan, bildiğimiz hayat Asitin Yapısı Azot, bitkilerden en iyi verimin elde edilebilmesi için çok önemlidir. Proteindeki aminoasitlerin önemli bir bileşeni olarak, doğrudan bitkilerin protein içeriğini de AzotuToprak azotu üç genel şekilde mevcuttur organik azot bileşenleri, amonyum NH4+ iyonları ve nitrat NO3– bir zamanda, toprakta potansiyel olarak bulunan azotun yüzde 95 ila 99’u, bitki ve hayvan kalıntılarında, nispeten stabil toprak organik maddesinde veya çoğunlukla bakteri gibi mikroplar olan canlı toprak organizmalarında organik biçimdedir. Bu azot doğrudan bitkiler için kullanılmaz ancak bazıları mikroorganizmalar tarafından kullanılabilir biçimlere dönüştürülebilir. Organik azotun çok az bir miktarı, bitkiler tarafından az oranda kullanılabilen üre gibi çözülebilir organik bileşiklerde bulunan azotun çoğunluğu, NH4+ ve NO3– zaman zaman mineral azot olarak adlandırılır olan inorganik biçimlerdedir. Amonyum iyonları,toprağın negatif yüklü katyon değişim kompleksine CEC bağlanır ve topraktaki diğer katyonlar gibi davranır. Nitrat iyonları, toprak katılarına bağlanmaz çünkü negatif yük taşırlar ancak toprak suyunda çözülmüş veya kuru koşullar altında çözülebilir tuzlar olarak çökeltilmiş halde Azotunun Doğal KaynaklarıNihayet bitkiler tarafından kullanılabilen topraktaki azotun iki kaynağı bulunur azot içeren mineraller ve atmosferdeki büyük azot deposu. Toprak minerallerindeki azot, mineral ayrıştığında açığa çıkar. Bu işlem genellikle oldukça yavaştır ve çoğu toprakta azot beslenmesine az miktarda katkıda bulunur. Çok miktarda NH4+’den zengin killeri içeren topraklarda doğal olarak meydana gelen veya gübre olarak eklenen NH4+fiksasyonu ile geliştirilen mineral fraksiyon tarafından temin edilen azot bazı yıllarda önemli azotu, topraklardaki azotun önemli bir kaynağıdır. Atmosferde, çok etkisiz N2 şeklinde bulunur ve toprakta faydalı hale gelmeden önce dönüştürülmelidir. Bu şekilde toprağa eklenen azot miktarı, doğrudan oraj aktivitesi ile ilgilidir ancak çoğu alan bu kaynaktan, muhtemelen yıllık en fazla 20 kg/ha azot kökleri etkileyen yumrulandıran ve baklagil köklerinden çok fazla gıda enerjisi alan Rhizobia gibi bakteriler, bazıları 100 kg/ha üzerinde yıllık olarak çok daha fazla azot bağlayabilir. Rhizobia tarafından bağlanan azot miktarı, mikropların ihtiyaç duyduğu miktarı aştığında, konukçu baklagil bitki tarafından kullanım için salınır. Bu nedenle, iyi yumrulanmış baklagiller genellikle azotlu gübre ilavesine yanıt vermezler. Zaten, bakterilerden yeterince azot DöngüsüAzot, toprakta birçok dönüşümden geçebilir. Bu dönüşümler genellikle, çeşitli karmaşıklık derecelerinde ortaya çıkabilen azot döngüsü olarak adlandırılan bir sistemde gruplandırılır. Azot döngüsü, besin maddesi ve gübre yönetimini anlamak için uygundur. Mikroorganizmaların, bu süreçlerin çoğundan sorumlu olmasından dolayı, toprak sıcaklıkları 10° C’nin altında olduğunda, çok yavaş gerçekleşir, ancak topraklar ısındıkça oranları da hızla döngüsünün merkezi, inorganik azotun organik azota ve tam tersi dönüşümüdür. Mikroorganizmalar büyüdükçe, immobilizasyon olarak adlandırılan bir işlemde organik azota dönüştüren azot havuzunda mevcut olan H4+ ve NO3– toprak inorganiklerinden uzaklaştırır. Bu organizmalar öldüğünde ve başkaları tarafından ayrıştırıldığında, fazla NH4+, mineralizasyon olarak adlandırılan bir işlemde inorganik havuza geri bırakabilir. Mikroorganizmalar, bir defada kullanabileceklerinden daha fazla azot içeren bir madde, azot, baklagil kalıntıları veya gübreler gibi maddeleri ayrıştırdığında, azot da mineralleştirilebilir. İmmobilizasyon ve mineralizasyon, çoğu mikroorganizma tarafından yürütülür ve toprak ılık ve nemli iken, ancak su ile doymuş olmadığında en hızlıdır. Ürün kullanımı için mevcut olan inorganik azot miktarı genellikle, meydana gelen mineralizasyon miktarına ve mineralizasyon ve immobilizasyon arasındaki dengeye olmamış veya daha yüksek bitkiler tarafından alınmamış amonyum iyonları NH4+ genellikle nitrifikasyon olarak adlandırılan bir işlem tarafından hızlı bir şekilde NO3– iyonlarına dönüştürülür. Nitrosomonas olarak adlandırılan bakterinin, NH4+’ü nitrite NO2– dönüştürdüğü ve sonrasında diğer bir bakteri olan Nitrobakteri, NO2–yi NO3–e dönüştürdüğü iki aşamalı bir işlemdir. Bu işlem, iyi havalandırılmış bir toprak gerektirir ve büyüme mevsimi sırasında genellikle toprakta NH4+’den ziyade çoğunlukla NO3–ün bulunduğu yeterince hızlı bir şekilde meydana döngüsü, bitkiye yarayışlı azotu toprakta kaybedebilen çeşitli rotalar içerir. Nitrat-azot, genellikle amonyum-azottan daha fazla zarar görür. Önemli kayıp mekanizmaları, filtreleme, azot giderme, buharlaşma ve ürün gidermeyi nitrat şekli, fazla su toprağın arasından aktığında kolayca süzülecek kadar çözünürdür. Bu, suyun serbestçe aktığı kaba dokulu topraklarda büyük bir kayıp mekanizması olabilir, ancak daha ince dokulu, daha geçirimsiz topraklarda, süzülmenin çok yavaş olduğu topraklarda bu daha az bir bu ikinci toprak türleri kolayca doygun bir hal alma eğilimindedir ve mikroorganizamlar ıslak topraktaki serbest oksijen kaynağını tükettiğinde, bazıları bunu NO3–ü ayrıştırarak elde eder. Azot giderme olarak adlandırılan bu işlemde, NO3–, her ikisi de bitkiler tarafından kullanılamaz olan azotun gaz oksitlerine veya N2 gazına dönüştürülür. Azot giderme, toprak sıcak olduğunda ve birkaç günden fazla doygun kaldığında önemli azot kayıplarına neden azotu kayıpları daha az yaygındır ve esas olarak volatilizasyon ile meydana gelir. Amonyum iyonları temel olarak eklenmiş ekstra bir hidrojen iyonuna H+ sahip anhidroz amonyak NH3 molekülleridir. Bu ekstra H+,hidroksil OH– gibi başka bir iyon tarafından NH4 iyonundan uzaklaştırıldığında, ortaya çıkan NH3 molekülü uçucu hale gelebilir veya topraktan buharlaşabilir. Bu mekanizma, fazla miktarlarda OH– iyonları içeren yüksek pH seviyesine sahip topraklarda en bitkisinin hasat edilen kısımlarındaki azot tarladan tamamen uzaklaştırıldığından, ürün giderme bir kaybı temsil eder. Ürün artıklarındaki azot, sisteme geri kazandırılır ve uzaklaştırılmasından ziyade immobilize edilmesinin daha iyi düşünülür. Çoğu sonunda mineralleşir ve bir ürün tarafından yeniden kullanılabilir. Bitki Azot İhtiyacı ve AlımıBitkiler azotu hem NH4+ hem de NO3– iyonları olarak emer, fakat nitrifikasyon tarım topraklarında çok yaygın olduğu için azotun çoğu nitrat olarak alınır. Nitrat, suyu emdiklerinde bitki köklerine doğru serbestçe hareket eder. Bitki içine girdiğinde, NO3– bir NH2 formuna indirgenir ve daha kompleks bileşikler üretmek için asimile edilir. Bitkiler çok büyük miktarlarda azot gerektirdiğinden, sınırsız alımın sağlanması için kapsamlı bir kök sistemi gereklidir. Sıkıştırma ile sınırlanmış köklere sahip bitkiler, toprakta yeterli azot bulunduğunda bile azot eksikliği belirtileri Bitkilerin Azot Kullanımı ÜRÜN HEKTAR BAŞINA VERİM NMısır 12 Ton 180Soya Fasülyesi4 Ton 294Bahar Buğdayı5,5 Ton 176Kış Buğdayı5,5 Ton 152Diğer taraftan, fazla azot ile beslendiklerinde bazı bitkiler hücre duvarlarında yeterli destekleyici madde oluşturabileceklerinden daha hızlı protoplazma geliştirecek kadar hızlı büyüyebilirler. Bu tür bitkiler genellikle zayıftır ve mekanik hasara eğilimli olabilirler. Zayıf samanın geliştirilmesi ve küçük tahılların yatması böyle bir etkinin bitki, yaşamları boyunca sürekli olarak topraktan azot alır ve bitki boyutları arttıkça genellikle azot talebi de artar. Yeterince azot ile beslenen bir bitki hızlı bir şekilde büyür ve çok miktarda etli yeşil yapraklar üretir. Azot eksikliği olan bir bitki genellikle küçüktür ve yavaş yavaş gelişir çünkü yeterli yapısal ve genetik maddelerin üretilmesi için gerekli azottan yoksundur. Genellikle yeterli klorofil içermediği için soluk yeşil veya sarımsıdır. Bitki, azotu az önemli olan daha eski dokulardan daha önemli olan daha genç dokulara taşıdığından daha eski yapraklar genellikle nekrotik hale gelir ve YönetimiAzot DöngüsüAzotlu gübre oranları, büyüyecek olan ürün, verim hedefi ve toprak tarafından sağlanabilen azot miktarı ile belirlenir. Farklı ürünlerle farklı verimler elde etmek için gerekli olan oranlar bölgeye göre değişiklik gösterir ve bu tür kararlar genellikle yerel tavsiyelere ve deneyime Tarafından Sağlanan Azotun Miktarını Belirleyen FaktörlerToprak organik maddesinden salınan azot miktarıÖnceki ürünün kalıntılarından ayrıştırılarak salınan azot miktarıOrganik atığın önceki uygulamalarından sağlanan azotÖnceki gübre uyguylamalarından taşınan tür katkılar, bu değişkenler için ton/hektar cinsinden ifade edilen azot kredileri alınarak belirlenebilir. Örneğin, alfalfayı takip eden mısır genellikle, mısırı takip eden mısırdan daha az ek azota ihtiyaç duyar ve gübre uygulandığında belirlenmiş bir verim hedefine ulaşmak için daha az azotlu gübreye ihtiyaç duyulur. Oranlarla birlikte olduğu gibi, krediler genellikle yerel durumlara kredileri alınmasına alternatif olarak toprak testi daha sık önerilmektedir. Toprağı azot için test etmek, uzun yıllardır Büyük Ovaların daha kuru bölgelerinde faydalı bir uygulama olmuştur ve bu bölgede gübre oranları genellikledikimden önce toprakta bulunan NO3– ü hesaba katacak şekilde ayarlanır. Son yıllarda, Doğu Amerika ve Kanada’nın daha nemli bölgelerinde NO3–e yönelik mısır tarlalarının test edilmesine ve dikim öncesinden ziyade ürünün ortaya çıkmasından sonra, ilkbaharın sonlarında alınan örneklerin kullanılması yönelik ilgi oluşmuştur. Kenar gübreleme öncesi azot toprak testi pre-side-dressnitrogensoil test –PSNT olan bu strateji, çok fazla reklam aldı ve ek kenar gübreli azotun gerekip gerekmediğine dair bir takım gösterge YerleştirmesiYerleştirme kararları, azotun ürünler tarafından kullanılabilirliğini en yüksek seviyeye çıkartmalı ve olası kayıpları da en aza indirmelidir. Bir bitkinin kökleri genellikle, başka bir bitkinin kök alanında büyümeyecektir bu nedenle azot, tüm bitkilerin azota doğrudan erişimi olduğu bir yere yerleştirilmelidir. Tohum yayma uygulamaları bu hedefi gerçekleştirir. Tüm ürün sıraları doğrudan bir bandın yanında olduğunda şeritleme yapılır. Mısır için, tüm sıraların gübreye erişimi olduğundan, susuz amonyak veya üre amonyum nitratın UAN diğer sıranın ortalarına şeritlenmesi genellikle her birinin ortasına şeritlenmesi kadar toprak koşulları, besin alımı için gereklidir. Toprak yüzeyinin altına yerleştirme kuru koşullar altında azot mevcudiyetini arttırabilir, çünkü köklerin böyle bir yerleştirme ile nemli toprakta azot bulma olasılığı daha yüksektir. Kenar gübreli UAN’ın enjekte edilmesi, kuru havanın kenar gübrelemeyi takip ettiği yıllarda yüzey uygulamasından daha yüksek mısır verimi sağlayabilir. Yağışın uygulamadan kısa bir süre sonra meydana geldiği yıllarda, yüzeyaltı yerleşimi çok önemli yerleşim normalde azot kayıplarını kontrol etmek için kullanılır. Gaz amonyağının doğrudan volatilizasyon kayıplarını ortadan kaldırmak için susuz amonyak yüzeyin altına yerleştirilmeli ve kapatılmalıdır. Üre ve UAN çözeltilerinden volatilizasyon, karıştırma veya enjeksiyon ile kontrol edilebilir. Üre maddelerinin karıştırılması mekanik olarak veya uygulamadan kısa bir süre sonra meydana gelen yağmur ile, volatilizasyonun toprak yüzeyindeki çok miktardaki organik madde tarafından ağırlaştırıldığı toprak işlemesiz durumlarda özellikle önemlidir. Bununla birlikte, herbisit spreylerinde UAN olarak az miktarlarda “başlangıç” azotu uygulamak genellikle sorun teşkil fosfor ile yerleştirmek, özellikle azot NH4+ şeklindeyken ve ürün alkali toprakta büyüdüğünde genellikle fosfor alımını arttırır. Bu etkinin nedenleri tam olarak anlaşılmamaktadır ancak azot arttırıcı kök aktivitesi ve fosfor alımı potansiyeli ve fosfor çözünürlüğünü arttıran asitliği sağlayan NH4+ nitrifikasyonundan Uygulamasının ZamanıZamanlama, azot yönetim sistemlerinin etkinliği üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Önemli kayıp dönemlerinden kaçınmak ve ürün en çok ihtiyacı olduğunda yeterli azotu sağlamak için azot uygulanmalıdır. Buğday, azotun çoğunu ilkbaharda ve yazın başında alır ve mısır yazın ortasında çoğu azotu absorbe eder, bu nedenle bu zamanlarda azotun bol miktarda var olması önemlidir. Kayıpların minimal olması bekleniyorsa veya etkili bir şekilde kontrol edilebiliyorsa, dikim öncesi veya dikimin hemen sonrasında uygulamalar her iki ürün içinde etkili ölçüdeki kayıplar, özellikle de azot giderme veya özütme işlemine bağlı olanlar öngörülürse, ürün ortaya çıktıktan sonra azotun çoğunun uygulandığı bölünmüş uygulamalar, kayıpların azaltılmasında etkili olabilir. Azotun, N-Serve ile ıslah edilen susuz amonyak olarak uygulandığı durumlarda; mısır için sonbahar uygulamaları iyi drene edilmiş topraklarda kullanılabilir; ancak, büyük miktardaki azot giderme kayıpları açısından neredeyse kaçınılmaz bir potansiyel nedeniyle yetersiz drene edilmiş topraklarda sonbahar uygulamalarından kaçınılmalıdır. Bir ürünün azot kaynağının çoğu, önemli miktardaki ürün büyümesinden sonra uygulandığında veya tohum sırasından uzağa yerleştirildiğinde sıranın ortalarına şeritlenmiş susuz amonyak veya UAN, dikimde fide tarafından kolayca erişilebilir olan azotun uygulanması, ürünün, ana azot kaynağına erişiminden önce azot bakımından eksik kalmamasını Kayıplarının Minimuma İndirilmesiAzotlu gübre kaybına yönelik başlıca mekanizmalar, azot giderme, özütme ve volatilasyondur. Volatilizasyon, toprak sadece nemli ve kuruyor olduğunda çok yaygın iken, azot giderme ve özütme çok ıslak toprak koşullarında meydana Gübre Kayıplarının ÖnlenmesiNH4+ azot kaynağının kullanılması, toprağı asitleştirir çünkü NH4+’ün nitratlaşması sırasında salınan hidrojen iyonları H+, topraklardaki asitliğin temel nedenidir. Zaman içinde, asitleşme ve toprak pH’ının azalması önemli hale içermeyip NO3– içeren azotlu gübreler, toprağı zamanla biraz daha az asidik hale getirir ancak genellikle, diğerlerine kıyasla çok daha az miktarlarda kullanılır. NH4– azotu nedeniyle asitleşme, tarımsal alanların asitleşmesindeki önemli bir faktördür ancak normal kireçleme uygulamaları ile kolayca kontrol Azot Kaynaklarının Asitliği veya AlkaliliğiMadde % Azot Yaklaşık CACO3 Eşdeğeri LB/TON Madde* LB Başına Azot Susuz Amonyak %82- 2,960 Amonyak Sülfat %21 - 2,000 Üre %46-1,680 Diamonyum Fosfat %18 - 1, Üre-Formu %38 - 1,360 Monoamonyum Fosfat %10 - 1,300 Amonyum Nitrat%33,5 - 1,180 116 Azot Çözeltileri %19-49 - 750 ila - 1,760197-179 Kalsiyum Nitrat%15 +400 yokPotasyum Nitrat %13 +580 yok Sodyum Nitrat %16 +520 yokBaklagilleri Azot ile Gübrelemek *Bir eksi işareti, toprağa 1 ton madde eklendiğinde oluşan asitinötralize etmek için gerekli olan kalsiyum karbonat eşdeğeri libre sayısını belirtir. Tarım kireci kullanıldığında bu miktarın yaklaşık iki katı gerekli olacaktır. Artı işareti ise maddenin doğada bazik olduğunu köklerini etkileyen Rhizobiabakteri normalde, konukçu bitkiye yeterli miktarda azot sağladığından, iyi yumrulanmış baklagiller azotlu gübre ilavesine nadiren yanıt verir. Ancak, muhtemelen nodüllerde azot fiksasyonu önemli ölçüde azaldığından zaman zaman soya fasülyesi, mevsim sonunda azot uygulamalarına yanıt verebilir. Bununla birlikte, bu tür yanıtlar oldukça düzensizdir ve soya fasulyesine azotun geç mevsim uygulaması rutin olarak tavsiye edilmez. Simbiyotik olmayan toprak organizmaları tarafından sabitlenen hava azotu miktarı, toprak türlerine, mevcut organik maddeye ve toprak pH ile farklılaşır. Çeşitli Baklagil Ürünleri Tarafından Sabitlenen Yaklaşık Azot Miktarı ÜrünTon / Hektar Azot Satı Yonca 116 Çayır Üçgülü 112Ak Üçgül 103Soya Fasülyesi 98Börülce 89 Japon Tırfılı 85Fiğ 80Bezelye 71Kışlık Bezelye 54Yer Fıstığı 42 Follett, Murphy ve Donahue tarafından “Gübreler ve Toprak Islahı” ndan IPNI Etiketler Organik Sıvı Gübre, sıvı gübre, organik gübre, seleda gübre, dap, azotlu gübre, gübre fiyatları, gübre önerileri, katı gübre, gübreler, gübre çeşitleri, gübreleme programları, Şelatlı, Şelatlı gübre, azotlu gübre, organik gübre, organomineral gübre, sıvı gübreler, azot gübresi
Azot Protoksit Nitroz oksit, N20Tüm anestezikler arasında en eski kullanıma sahip olmasına rağmen günümüzde halen kullanılan tek anestezik ilaç N20' kokusuz özellikte ve anestezide kullanılan tek inorganik yapıdaki gazdır. Volatil anesteziklerden farklı olarak oda ısısında gaz halde bulunur. Ancak basınçlı silindirlerde sıvı haldedir. Kalibre edilmiş akımmetrelerle ve oksijen ile karışım şeklinde uygulanır. Etki mekanizması tam olarak bilinmemektedir. Bazı etkileri nalokson ile bloke olmakla birlikte anestezik ve analjezik özelliğinin N-metil-D-aspartat NMDA reseptör antagonisti olması ile bağlantılı olduğu partisyon katsayısı düşük olduğu için alınımı ve eliminasyonu diğer inhalasyon anesteziklerine göre daha hızlıdır. Vücuttan atılımı ekshalas-yon yoluyla olmakta ve biyotransformasyona özelliği vardır, fakat anestezik özelliği zayıftır, %60'dan daha yüksek konsantrasyonlarda amnezi oluşturur, MAC değeri yüksek olduğu için uygulamada diğer anesteziklerle birlikte kan akımını ve oksijen tüketimini arttırır. İntrakraniyal basınçta ICP hafif yükselmeye neden derecede miyokard depresyonu yapar. Sempatik sistemi stimüle etmesi bu etkiyi azaltır. Kalp atım hızı ve arteriyel kan basıncında önemli değişiklik yapmaz. Ancak koroner arter hastalığı ve hipovolemisi olan olgularda miyokard depresan etkisi maskelenmez. Ayrıca erişkinlerde pulmoner vasküler direnci sistemini deprese etmekle birlikte, bu etki diğer volatil anesteziklerden daha azdır. Takipne ve tidal vo-lümde azalmaya yol açar. Hipoksiye so-lunumsal cevabı deprese eder. Sonuçta dakika ventilasyonunda ve istirahattaki parsiyel arteriyel C02 basıncında PaC02 minimal değişikliğe yol anestezikler gibi kas gevşetici etkisi olduğu fizik ve kimyasal özellikleri bazı istenmeyen etkilere neden içeren kapalı boşluklara diffiizyon Vücutta hava içeren boşluklarda intraplevral aralık, orta kulak, barsaklar gibi bulunan gazın büyük bir kısmı nitrojenden oluşur. N20, kanda nitrojenden 35 kez daha fazla çözünmektedir. Bunun sonucu kapalı boşluğa diffüze olan N20, boşluğu terkeden nitrojenden çok daha fazla olacak ve boşluğun hacmini genişletecektir. Pnömotoraks, tıkanmış orta kulak, barsak gazı, hava embolisi veya pnömosefali durumlarında, N20 kullanılırsa buradaki gaz hacmi belirgin olarak artacaktır, aynı zamanda endotrakeal tüp kafi içine de diffüze olarak özellikle uzun süreli ameliyatlarda kaf basıncı artışına yolaçabileceği hipoksisi Hastaya verilen N20 kesildiği zaman hızla kandan akciğerlere diffüze olur. Buna bağlı olarak alveollerdeki parsiyel oksijen basıncının, inspire edilen oksijen basıncının altına düşmesi ile hipoksi ve hipoksemiye yol açabilir. Bu nedenle klinik uygulamada N,0 kesildikten sonra hastaya 5 dk süre ile %100 02 sentezi inhibisyonu DNA sentezi için gerekli olan ve BI2 vitaminine bağımlı olan methionin sentetazı inaktive etmektedir. Bu nedenle N20, gebelerde ve vitamin B12 eksikliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Azot Protoksit Kontrendikasyonları, alt tarafta listelenmiştir. En sık görülen komplikasyonlar şu şekildedir hava embolisi, tansiyon pnömotoraks, akut interstisyel obstruksiyon, pulmoner hava kisti, intraoküler hava kabarcığı, pulmoner hiper tansiyon ve timpanik membran greftidir. Azot protoksit yan etkilerine ulaşmak için buraya tıklayınız. Dr. Erhan Yavuz 2016 yılında Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde eğitim hayatımı tamamladım. İlk görev yerim olan Erzurum'un Narman ilçesinde Narman İlçe Devlet Hastanesi'ne atandığımda zorlu günler benim için başladı. Acil serviste doktor olarak çalışmak, canlara dokunmak güzeldi ancak kendimi tekrarlamaya başladığım hissi beni rahatsız ediyordu. Başarılı işler yapmanın ötesinde daha fazla kişiye ulaşmak ve kitlelere seslenmek gerektiğini düşünmüştüm hep. İşte tam da bu düşünceli zamanlarda atıldı temelleri Doktordan Haberler'in. Ben farklı farklı devlet hastanelerinde, sağlık kurumlarında gezerken bloğum dediğim bu siteden her geçen gün daha fazla kişiye hitap etmeye başladım. 2021'i bitirdiğimiz bu günlerde artık her gün binlere ve onbinlere ulaşmanın mutluluğu içerisindeyim. Bıkmadan usanmadan ziyaretçilerimin sorduğu sorulara doktor kimliğimle cevap vermeye devam edeceğim. Yüzbinlere, milyonlara ulaşmak dileğiyle
azot protoksit hangi ameliyatlarda kullanılmaz