2021-08-17 14:30:02. Cevap : Bulmacada 'Dünyayı Ortadan İkiye Bölen Hayali Enlem Çizgisi' nedir sorusunun cevabı: Kare ve çengel bulmacada sorulan 'Dünyayı Ortadan İkiye Bölen Hayali Enlem Çizgisi' sorusunun yanıtı 7 harfli dir ve cevaba ise Ekvator yazabilirsiniz. Cevabı Kopyala. Londra - Grup 486 - Bulmaca 2. Diğer cevaplar:
Dünyayıİkiye Bölen Fotoğrafın Sırrı Yıllar Sonra Çözüldü! İşte interneti kasıp kavuran ve ne kadar dikkatli olduğunuzu ölçecek aldatıcı sorular
KültürSanat Feministleri ikiye bölen, pornografiyi ana akıma taşıyan, muhafazakârları öfkelendiren film: Deep Throat 50 yaşında Deep Throat'ın başrolünde oynayan Linda Lovelace
Fight Club / Dövüş Kulübü (1999) - Türkçe Altyazılı 1. Fragman / Brad Pitt, Edward Norton. Watch on. Çoğu kişinin bir dövüş filmi olarak bildiği Fight Club, aslında bir psikolojik bozukluğu anlatmaktadır. Başrol'ün kendi kafasında kurduğu ve bir süre boyunca hayali karakteri ile yaşadığı daha sonra aslında bazı
Rome view of the Colosseum and the ruins of the Ludus Magnum (gladiator school) Venice - Rialto Bridge. View of Rialto Bridge and the Grand Canal. Piazza di Spagna - Rome. Rome webcam - View of Piazza di Spagna, the Spanish Steps and Bernini’s Fountain of the Ugly Boat. Abetone - Weather.
Fast Money. Son günlerde ısrarla Avrasya''nın doğusuna dikkat çekmeye, Türkiye''nin Doğu''ya bakmasının önemine vurgu yapmaya çalışıyorum. Bugün devam Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Çarşamba günü Tayland''da görünüşte sıradan ama dikkatle değerlendirildiğinde çok önemli bir açıklama yaptı. Barack Obama döneminde İran politikasını değiştirmenin işaretlerini veren Washignton''ın, gerçek niyetini ortaya koyan sözler sarfetti. Bu sözlerin sadece ABD''nin İran politikasının esasını ortaya koymanın ötesinde anlamları vardı; Doğu ile Batı''nın yeni sınırlarını belirlemek gibi.."İran''ın nükleer çalışmalarından vazgeçmemesi durumunda, komşularının silahlandırılacağını ve bölgede Amerikan savunma şemsiyesinin kurulacağını" açıklayan ABD Dışişleri Bakanı; "İran ile görüşmeler için kapımız açık ancak aynı zamanda bölgesel ortaklarımızın güvenliğini sağlamak için harekete geçeceğimizi, üstelik karşı tarafı felce uğratacak şekilde harekete geçeceğimizi net bir şekilde belirttik" günlerde Mısır-İsrail anlaşmaları çerçevesinde Süveyş Kanalı''ndan geçen İsrail savaş gemilerinin ve Dolphin cinsi, nükleer füzelerle donatılmış denizaltıların amacı da bu sözlerle açıklığa kavuşuyor aslında. İran''a karşı ABD Savunma şemsiyesine girecek ülkelerin Mısır, Suudi Arabistan, Irak, Suriye ve bölge ülkeleri olacağı bilinen bir durum. Bu savunma şemsiyesinin de İran ve Asya karşıtı bir bölgesel cephe olacağı sözlerini İran''la değerlendirmeyi bir tarafa bırakalım. Daha önemli bir gelişme var. ABD ve Avrupa, Batı''ya yeni Doğu sınırı çiziyorlar bugünlerde. Bütün güvenlik politikalarında bunun izlerini görüyoruz. Gürcistan krizi ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden''ın ziyareti, Irak''a yüklenecek yeni misyon, Afganistan-Pakistan hattındaki gelişmeler, Rusya-Çin-Hindistan üçgenine yönelik müdahaleler ve son olarak Ortadoğu''da ABD güvenlik şemsiyesi…Soğuk Savaş döneminde bu güvenlik kalkanı Doğu Avrupa''daydı. Şimdi Ortadoğu''ya kaydı. Batı''nın yeni savaş bölgesinin Ortadoğu olmasıyla sınırlı değil bu. Bölge, Batı tarafından kontrol altına alınmış görünüyor ki, savunma hattı daha Doğu''ya kaydırıldı. Önceden Doğu-Batı sınırı, Batı''nın savunma hattı daha doğrusu sınırları Doğu Avrupa, Boğazlar, Süveyş olarak görülüyordu. Bu hattın Doğu''su tehditlerle doluydu. Şimdi sınır daha Doğu''ya kaydırıldı. Dikkat edelim, yeni sınır Gürcistan, Doğu Karadeniz, İran-Türkiye sınırı ev Basra sonra krizler yoğun olarak bu hattın doğusunda çıkacak. Türkiye-İran sınırı dünyayı ikiye bölen çizgi olarak belirlenmiştir. Bunun sonuçları dikkat çekici. İran; Doğu''nun cephe ülkesi, Türkiye ise Batı''nın Doğu kapısı. Anadolu, bu yeni çizim sonrası Batı sayılacak. Lübnan, Suriye ve İsrail de. Bu ülkeler giderek daha çok Batılı kurumlarla iç içe denklemi bundan sonra böyle düşünelim. Birkaç yıldır Basra Körfezi''nden Doğu Karadeniz''e uzanan kuşak üzerine yazılar yazarken, "terör neden Karadeniz''e taşınıyor" sorularını sorarken, "Güneydoğu kadar Doğu Anadolu''ya da dikkat" derken "Doğu Karadeniz geleceğin Doğu Akdeniz''i olacak" derken bunlara işaret etmeye bölgemizdeki ülkeler silahlandırılmakla kalmayacak, bir güvenlik kalkanı oluşturulacak. Batı''nın savunma hattı da saldırı hattı da bizim sınırımız olacak. Batı, tehdit sınırlarını kendinden daha da uzağa taşıdı. Bu çok önemli bir gelişme ve etkisi belki de yüz yıl Doğu sınırı dünyanın en önemli sınırı oldu bile...
Son günlerde ısrarla Avrasya'nın doğusuna dikkat çeken İbrahim Karagül, ABD ve Avrupa'nın, Batı'ya yeni Doğu sınırı çizdiklerini öne sürdü. Peki Türkiye bunun neresinde? İbrahim Karagül / Yeni ŞafakSon günlerde ısrarla Avrasya'nın doğusuna dikkat çekmeye, Türkiye'nin Doğu'ya bakmasının önemine vurgu yapmaya çalışıyorum. Bugün devam Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Çarşamba günü Tayland'da görünüşte sıradan ama dikkatle değerlendirildiğinde çok önemli bir açıklama yaptı. Barack Obama döneminde İran politikasını değiştirmenin işaretlerini veren Washignton'ın, gerçek niyetini ortaya koyan sözler sarfetti. Bu sözlerin sadece ABD'nin İran politikasının esasını ortaya koymanın ötesinde anlamları vardı; Doğu ile Batı'nın yeni sınırlarını belirlemek gibi.."İran'ın nükleer çalışmalarından vazgeçmemesi durumunda, komşularının silahlandırılacağını ve bölgede Amerikan savunma şemsiyesinin kurulacağını" açıklayan ABD Dışişleri Bakanı; "İran ile görüşmeler için kapımız açık ancak aynı zamanda bölgesel ortaklarımızın güvenliğini sağlamak için harekete geçeceğimizi, üstelik karşı tarafı felce uğratacak şekilde harekete geçeceğimizi net bir şekilde belirttik" günlerde Mısır-İsrail anlaşmaları çerçevesinde Süveyş Kanalı'ndan geçen İsrail savaş gemilerinin ve Dolphin cinsi, nükleer füzelerle donatılmış denizaltıların amacı da bu sözlerle açıklığa kavuşuyor aslında. İran'a karşı ABD Savunma şemsiyesine girecek ülkelerin Mısır, Suudi Arabistan, Irak, Suriye ve bölge ülkeleri olacağı bilinen bir durum. Bu savunma şemsiyesinin de İran ve Asya karşıtı bir bölgesel cephe olacağı sözlerini İran'la değerlendirmeyi bir tarafa bırakalım. Daha önemli bir gelişme var. ABD ve Avrupa, Batı'ya yeni Doğu sınırı çiziyorlar bugünlerde. Bütün güvenlik politikalarında bunun izlerini görüyoruz. Gürcistan krizi ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın ziyareti, Irak'a yüklenecek yeni misyon, Afganistan-Pakistan hattındaki gelişmeler, Rusya-Çin-Hindistan üçgenine yönelik müdahaleler ve son olarak Ortadoğu'da ABD güvenlik şemsiyesi…Soğuk Savaş döneminde bu güvenlik kalkanı Doğu Avrupa'daydı. Şimdi Ortadoğu'ya kaydı. Batı'nın yeni savaş bölgesinin Ortadoğu olmasıyla sınırlı değil bu. Bölge, Batı tarafından kontrol altına alınmış görünüyor ki, savunma hattı daha Doğu'ya kaydırıldı. Önceden Doğu-Batı sınırı, Batı'nın savunma hattı daha doğrusu sınırları Doğu Avrupa, Boğazlar, Süveyş olarak görülüyordu. Bu hattın Doğu'su tehditlerle doluydu. Şimdi sınır daha Doğu'ya kaydırıldı. Dikkat edelim, yeni sınır Gürcistan, Doğu Karadeniz, İran-Türkiye sınırı ev Basra sonra krizler yoğun olarak bu hattın doğusunda çıkacak. Türkiye-İran sınırı dünyayı ikiye bölen çizgi olarak belirlenmiştir. Bunun sonuçları dikkat çekici. İran; Doğu'nun cephe ülkesi, Türkiye ise Batı'nın Doğu kapısı. Anadolu, bu yeni çizim sonrası Batı sayılacak. Lübnan, Suriye ve İsrail de. Bu ülkeler giderek daha çok Batılı kurumlarla iç içe denklemi bundan sonra böyle düşünelim. Birkaç yıldır Basra Körfezi'nden Doğu Karadeniz'e uzanan kuşak üzerine yazılar yazarken, "terör neden Karadeniz'e taşınıyor" sorularını sorarken, "Güneydoğu kadar Doğu Anadolu'ya da dikkat" derken "Doğu Karadeniz geleceğin Doğu Akdeniz'i olacak" derken bunlara işaret etmeye bölgemizdeki ülkeler silahlandırılmakla kalmayacak, bir güvenlik kalkanı oluşturulacak. Batı'nın savunma hattı da saldırı hattı da bizim sınırımız olacak. Batı, tehdit sınırlarını kendinden daha da uzağa taşıdı. Bu çok önemli bir gelişme ve etkisi belki de yüz yıl Doğu sınırı dünyanın en önemli sınırı oldu bile...Bu yazı alınmıştır.
Kosova Güvenlik Gücünün FSK orduya dönüştürülmesini öngören yasa tasarıları Kosova Meclisinde kabul edildi... Dünyayı ikiye bölen karar! Karara ABD desteğini yinelerken Rusya çatışma riski uyarısında bulundu. Arnavutluğun da desteklediği yasa Makedonları ise mutlu etmedi. En sert tepkiyi Sırbıstan'ın gösterdiği kararla ilgili AB ve NATO'dan peş peşe yorumlar geldi... Mecliste yapılan oturumda milletvekilleri, FSK'nin işleyişi, hizmet şartları ve mevcut FSK Bakanlığının Savunma Bakanlığına dönüştürülmesini düzenleyen üç yasa tasarısı için oy kullandı. 120 milletvekilinin bulunduğu Kosova Meclisindeki oturuma, Sırp milletvekilleri katılmazken, 107 milletvekili hazır bulundu. Oturuma, Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi, Başbakan Ramush Haradinaj, FSK Komutanı Korgeneral Rrahman Rama ile FSK mensupları da katıldı. FSK Bakanlığının Savunma Bakanlığına dönüştürülmesini düzenleyen yasa tasarısı ile FSK'nin işleyişi ile ilgili yasa tasarısı 106'şar, FSK'nin hizmet şartlarına dair yasa tasarısı da 105 oyla mecliste onaylandı. Kosova Cumhurbaşkanı Thaçi'nin de imzalamasının ardından FSK resmen Kosova ordusuna dönüşecek. Görev kapsamı, Kosova içinde sivil koruma operasyonlarına katılmak, doğal afet ve acil durumlarda müdahalede bulunmak ve Kosova ile yurt dışında operasyonlara katılmak olan FSK, yasal süreçlerin tamamlanmasının ardından tam manasıyla bir orduya dönüşecek. "KOSOVA ORDUSU ÜLKENİN ONURU" Kosova Cumhurbaşkanı Thaçi, yasa tasarılarının meclisten geçmesinin ardından sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kosova ordusunun ülkenin onuru, güvenliği ve refahı olduğunu ifade etti. Çok zahmetli 20 yıllık bir sürecin ardından devlet kurma sürecini sonuçlandırdıklarını kaydeden Thaçi, "Kosova Meclisi, mutlak çoğunlukla ve siyasi farklılıklara rağmen Kosova ordusunun kurulmasını öngören yasa paketini onayladı. Toplum ve devlet olarak halkımızın ve ülkemizin çıkarlarını savunmak için cesur ve sorumlu olduğumuzu, birlikte durmayı bildiğimizi kanıtladık. Kosova ordusu ile savunma bakanlığının kurulması, yıl sonu tatilleri için en iyi hediyedir." değerlendirmesinde bulundu. ABD DESTEĞİNİ İLETTİ Kosova Meclis Başkanı Kadri Veseli ise Kosova için yeni bir dönemin başladığını vurgulayarak, "Bu andan itibaren resmen Kosova ordusuna sahibiz. Genel kurul salonunda askeri öğrenciler de bulunuyor. Bu andan itibaren onlar Kosova'nın birer askeridir. Kosova'yı ve askerleri tebrik ediyorum." dedi. ABD'nin Priştine Büyükelçiliği de Kosova'nın egemenlik hakkı olan FSK'nın kademeli olarak dönüşümüne desteğini yineledi. Büyükelçilik açıklamasında, Kosova ile Sırbistan'a gerilimi düşürmek ve diyalogda ilerleme katetmek için şartların oluşturulması çağrısında bulunularak "Kosova ve bölge barışı, istikrarı ve refahını artıracak, her iki taraf için olumlu bir anlaşmaya varma hedefi, ABD için de en önemli önceliği temsil etmektedir." ifadesi kullanıldı. Kosova hükümeti, 13 Eylül'de FSK'nin orduya dönüşümünü öngören üç yasa tasarısını meclise sunmuştu. Meclisteki ilk okuma 18 Ekim'de gerçeklemiş, yasa tasarıları milletvekilleri tarafından desteklenmişti. RUSYA ÇATIŞMA İHTİMALİNİ İŞARET ETTİ Rusya Dışişleri Bakanlığı, Kosova’nın ordu kurma kararının bölgedeki tansiyonu artıracağı ve silahlı çatışmaların yeniden başlamasına yol açacağı yönünde açıklama yaptı. Rusya Dışişleri Bakanlığı, Kosova’nın ordu kurma kararını duyurmasının ardından açıklama yaptı. Bakanlık alınan kararın bölgedeki tansiyonu arttıracağını ve silahlı çatışmaların yeniden başlamasına yol açacağını kaydetti. Alınan kararın Birleşmiş Milletler BM Güvenlik Konseyi kararları ile ters düştüğünü belirten açıklamada, “Priştine'de 14 Aralık'ta parlamento Kosova Güvenlik Güçlerini tam teşekküllü bir Kosova ordusuna dönüştürmeye karar verdi. Bu adım, 1244 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına ters bir davranış” denildi. ARNAVUTLUK MEMNUN MAKEDONYA DEĞİL Kosova Güvenlik Gücünün FSK orduya dönüştürülmesini öngören yasa tasarılarının mecliste kabul edilmesi, bölge ülkelerinden Arnavutluk'ta memnuniyetle karşılanırken, Makedonya bu kararın zamanlamasından memnun olmadı. Arnavutluk Cumhurbaşkanı İlir Meta, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, FSK'nin orduya dönüştürülmesine ilişkin kararı, "tarihi" ve "barışa katkı sağlayacak" bir karar olarak nitelendirdi. Kararın, demokratik kurumların inşası ile bölge barışı, istikrarı ve iyi komşuluk ilişkilerine katkı sağlamak noktasında Kosova'nın yeni sorumluluklar üstlenebileceğini gösterdiğini kaydeden Meta, "Avrupa-Atlantik ruhu, bu tarihi değişimin temelinde yer almaktadır." ifadelerini kullandı. Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ise Kosova Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi'nin asker üniformalı bir fotoğrafını paylaşarak, tebrik etti. Makedonya Başbakanı Zoran Zaev ise başkent Üsküp'te katıldığı bir program sonrasında yaptığı açıklamada, FSK'nin orduya dönüştürülmesi noktasında NATO ile aynı tutuma sahip olduklarını ve böyle bir adım için uygun zaman olmadığı değerlendirmesinde bulundu. DİKKAT ET ÇAĞRISI Bölgede yeni gerilimlere ihtiyaç olmadığını vurgulayan Zaev, şunları kaydetti "Balkanlar'ın yeniden barut fıçısı olmaya niyeti yok. Başbakanlara ve cumhurbaşkanlarına adımlarına dikkat etmeleri çağrısında bulunuyorum, zira hedefi Avrupa Birliği üyeliği olan Batı Balkanlar'ın 6 ülkesi olarak ortak yükümlülüğümüz, ekonomik iş birliğini ilerletmek, bölgesel kalkınmayı artırmak, kalıcı barışı ve Avrupa Birliğine entegrasyonu sağlamak olmalıdır." Makedonya'daki Arnavut siyasi partilerinden Demokratik Bütünleşme Birliği BDİ Genel Başkanı Ali Ahmeti de Kosova ordusunun Avrupa-Atlantik perspektifi bulunan tüm bölgenin barış ve istikrarının bir başka temeli olduğunu ifade etti. TÜRKÇE MESAJ Bu arada Kosova Başbakan Yardımcısı Enver Hoxhaj, konuyla ilgili sosyal medya hesabından paylaştığı Türkçe mesajda, Kosova'daki tüm kadın ve erkeklerin yoğun emeklerinin sonuç verdiğini belirterek, "Bugün itibarıyla tüm yurttaşlarımıza hizmet edecek bir ordumuz var. Bu büyük başarıyı kutlarken, NATO ailesindeki müttefiklerimize katılmak için daha da çok çalışacağız." ifadelerini kullandı. AB'DEN KADEMELİ ÇAĞRI Avrupa Birliğinden AB, Kosova Güvenlik Gücünün FSK orduya dönüştürülmesi sürecinin, Kosova Anayasası'na uygun bir şekilde "kapsayıcı" ve "kademeli" olarak gerçekleşmesi gerektiği belirtildi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini'nin ofisinden yapılan yazılı açıklamada, AB'nin, FSK'nin orduya dönüştürülmesi konusundaki düşüncelerinin NATO ile benzer olduğu kaydedildi. Açıklamada, "FSK'nin orduya dönüştürülme süreci, Kosova Anayasası'na uygun şekilde kapsayıcı olmakla beraber kademeli olmalıdır." ifadesine yer verildi. NATO 'ZAMANLAMA' DEDİ NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Kosova ordusunun kurulmasına yönelik alınan karardan üzüntü duyduklarını söyledi. Stoltenberg, “Bu dönüşümün zamanlamasının kötü olduğunu açık bir şekilde dile getirdik” dedi. Kosova Güvenlik Kuvvetlerine FSK ordu görevi ve yetkisi veren yasa tasarıları Meclis Genel Kurulunda oy birliğiyle kabul edildi. Kosova’nın ordu kurma kararının ardından NATO’dan açıklama geldi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, alınan karardan üzüntü duyduklarını ifade etti. Stoltenberg, "Kosova Güvenlik Gücünün FSK orduya dönüştürülmesi kararı sadece Kosova'nın vereceği bir karar, ancak bu dönüşümün zamanlamasının kötü olduğunu açık bir şekilde dile getirdik” ifadesini kullandı. NATO'nun Kosova Güvenlik Gücünü mevcut yetkileriyle desteklemeye hazır olduğunu dile getiren Genel Sekreter Stoltenberg, yetkilerinin değişmesiyle ittifakın Kosova ile ilişkisini gözden geçirmek zorunda kaldığını belirtti. SIRBİSTAN TEPKİLİ Kosova Güvenlik Gücünün FSK orduya dönüştürülmesini öngören yasa tasarılarının Kosova Meclisinde kabul edilmesi, bu ülkeyi hala kendi toprağı olarak görmeye devam eden Sırbistan'da tepkiyle karşılandı. Sırbistan hükümetinden yapılan yazılı açıklamada, Priştine yönetiminin aldığı bu kararın en sert şekilde kınandığı belirtildi. Açıklamada, bu kararın büyük bir endişeye sebebiyet verdiği ve başta Birleşmiş Milletler'in BM 1244 sayılı kararı olmak üzere, uluslararası hukuk prensiplerine aykırı olduğu vurgulandı. FSK'nin orduya dönüştürülmesi eyleminin, Priştine yönetiminin aldığı tek taraflı kararların temel demokratik değerlere aykırılık teşkil ettiğinin yeni bir göstergesi daha olduğu bildirildi. Açıklamada, bu durumun, Priştine yönetiminin bölge barışına karşı bugüne kadarki en büyük tehdidi olduğu vurgulandı. Sırbistan Dışişleri Bakanı İvica Dacic ise BM Güvenlik Konseyinin acilen toplanmasını talep edeceklerini belirterek, "Bu, bölgenin istikrarı ve barışına, ayrıca Kosova'da yaşayan Sırp halkının güvenliğine yönelik en doğrudan tehdit." ifadelerini kullandı. Hükümet bünyesindeki Kosova Ofis Direktörü Marko Djuric ise Kosova ordusunun, Sırbistan sınırları içindeki yasa dışı silahlı bir teşekkül olduğunu savundu. Bu arada, NATO bünyesinde Kosova'da görev yapan Kosova Gücü KFOR birlikleri, Kosova'daki Sırp nüfusun yoğun yaşadığı kuzey bölgesindeki güvenlik önlemlerini artırdı. KFOR birlikleri, Mitrovica şehrinin Sırp ve Arnavut bölgelerini ayıran İbar nehri üzerindeki köprüye konuşlandı. Sırbistan'dan 17 Şubat 2008'de ayrılarak tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Kosova, bugüne kadar 100'ün üzerinde ülke tarafından tanındı. Sırbistan, hala kendi toprağı olarak gördüğü Kosova'yı bağımsız bir devlet olarak tanımasa da iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirmek amacıyla Avrupa Birliği AB ara bulucuğunda gerçekleştirilen diyalog sürecine katılıyor. HUTBEDE VURGULANDI Kosova ordusunun kurulmasını öngören yasa tasarısı bugün mecliste onaylandı. Meclisteki görüşmenin öncesinde ülke genelindeki cuma hutbelerinde, Kosova ordusunun kurulmasından bahsedildi. Hutbede, Kosova Savaşı'nın sona ermesinden 20 yıl sonra ordunun kurulmasının, devleti devlet yapan önemli bir unsurun oluşmasının sağlandığına işaret edilerek, ordunun, din, dil ve etnik mensubiyet gözetmeksizin Kosova’da yaşayan tüm insanların güvenliğini sağlayacağı belirtildi. Kosova’nın başkenti Priştine’de Osmanlı'dan kalan Alaeddin Camii'nde hutbenin okunmasından önce cami imamı verdiği vaazda, “Kosova ordusunun kurulması için duaların hiç eksilmemesi ve bağımsız bir devletin olmazsa olmazı olan bir sütunun oluşması mutluluk vericidir. Kosova devletine hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Korku Dünyayı ikiye bölen kalın çizgi Korkular hayatın ortasına sıkıca gerilmiş bir ip, çelik bir halat. En büyük bölücü, ayrımcı, kutuplaştırıcı. Bu gergin ip, bu bariyerler, dünyayı, birinden diğerine ulaşımı imkansız iki karşı kıyıdan ibaretmiş gibi algılatıyor; gidilecek başka kıyılar, görülecek başka renkler yokmuş ve kavramları kolaylıkla saflara ayırıp kutuplaştıran korku unsuru bir büyük kıyımı daha gerçekleştiriyor; çeşitliliği yok ediyor. Çünkü her şey, saflar ve tribünler belirlenirken hoyrat genellemelere maruz kalıyor. Koca koca harflerle muhkemleşmiş yaftalardan sıyırıp “aslında şöyle!” diye haykırmak yoruyor, zamanla kabullenip, söylemlerimizi aynı büyük harflerin gölgesinde kadar keskin çizgilerle çiziliyor ki sınırlar, aynı anda iki tarafı birden anlayamıyor, herhangi bir şekilde etiketleyip karşımızda konumlandırdığımız hiç kimseyle empati kuramıyoruz. Sonra tüm kavramlarımız birbirini bir türlü dengeleyemeyen bu iki kutuplu dünyanın pençesinde yeniden yazılıyor, şekilden şekle giriyor, içi boşalıyor. Gün geliyor, bu kavramların en evrensel olanları hakkında bile üç kişiyi bir araya getirip Batı, Millet, vatandaş, Müslüman, kâfir, devlet, din vs. Bu kavramlar Hucurat suresinde geçen “Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve ’birbirinizi tanımanız ve tanışmanız’ için sizi halklar ve kabileler şeklinde kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün kerim olanınız, ırk, renk, soy ve servetçe değil takvaca en ileride olanınızdır.” hükmündeki temel tasnif dolayısıyla şekilleniyor aslında. Allah’ın bu hükmü, yarattığı girift hayatın insanlarının ve kategorilerinin de ne kadar çok şekilli olduğunun bir göstergesi. Bizler üstünlüğün takvada olduğunu bilerek ama farklılıkları da doğru tanımlayarak ilişkilerimizi sürdürürüz. Çünkü sağlıklı ilişkiler kurmak için muhatabımızı doğru tanımlamak zorundayızdır. Ancak muhafazakar, İslamcı, laik, köktenci, dinci ayrıştırmaları Allah’ın hükmündeki adil tasnifin üzerinden, korku unsurunun tetiklenmesiyle sanal olarak oluşturuluyor. Bunlar sadece konjonktüre göre şekilden şekle giren yaftalar-etiketler olduğu halde, temel kavramları sınırlandıran üst kimlikler halini kimi şeyleri ötekileştirip, kimilerini de meşrulaştırıyor korku unsuru. Kimilerini can havliyle öteye itip uzaklaştırırken, kimilerine doluya yakalanmış da aynı şemsiyenin altına sığınmış gibi yanaşıyoruz. “Bizden ve sizden” ayrımı da burada başlıyor işte. Sadece yağıştan korunmak için altına sindiğimiz yafta şemsiyeleri ve zorunlu kabuller evimiz oluyor. Şemsiyenin dışındakilerse evimizden, ailemizden, bizden şemsiyenin altında yağıştan korunmaya çalışırken, yani herhangi bir kriz durumuna karşı güya birlik olurken, bakış açılarımızı kimliksizleştirmek zorunda kalıyoruz. Fikirlerimizin sivri uçlarını içimize çekerek, nefesimizi tutarak ancak yan yana durabiliyoruz. Son yıllarda dilimize pelesenk ettiğimiz hoşgörü kavramı tam da bu silikleşmenin üzerinden yol buluyor kendisine. Birey olarak gizlenip kitleler halinde gizli bir sözleşmede birleşmiş oluyoruz bu kavramla. Hoşgörü bambaşka bir etiket olarak neşvünema ve siyasi gündemimizi belirleyen meselelere yaklaşım biçimlerimiz ve tepkilerimiz doğal insani korkuların üzerine konuşlanmış toplumsal korkularımızdan kaynaklanıyor. Derin devlet analizleri ve ürkütücü paranoyalarla dolu dizi senaryoları, kemikleşmiş toplumsal korkularımız yüzünden bu kadar revaç buluyor. Biz bu korkular yüzünden yağmurdan sonra dağılacak tespih taneleri gibiyiz, aynı tarağın dişleri Prof. Nükhet Sirman’ın geçen yıl Fadime Özkan’a verdiği röportajda bu konuyla ilgili ilginç tespitler yer alıyor“Korku insanları kendi evine, safına geri çağırır. Korkmayan insan ortalığa atılır. Korkan ise önce kabuğuna çekilir, kendini korumaya çalışır. Bunun için de kendi gibilerle yan yana durur, ortaya saflaşma çıkartır. Korku politikaları bunu mümkün kılar. … Safların adı ırkçılar ile ırkçı olmayanlar, cumhuriyetçiler ile cumhuriyetin değerlerine kastedenler, devleti koruyanlar ile hainler... şeklinde konuyor. Korku politikası kimin nerede durduğunu yeni baştan belirliyor ve belli bir coğrafyayı yeniden kendi meşru toprağı haline getiriyor.”Doğduğumuzdan beri yapma-etme gibi yasaklarla yetiştirilmiş olmamız, yine aynı yasaklarla dolu sosyal yaşantımız, siyasi tarihimiz, darbe politikaları, gündemden hiç inmeyen savaş ve terör haberleri içimizde bizimle birlikte bir de korkak çocuk büyüttü. Şimdilerde sıkça karşılaştığımız öfkeli, duygusal, ne yapsak memnun olmayan insan halleri, yavaş yavaş beslenip palazlanan bu çocuğun eseri.* Tohum, Ocak-Şubat 2009
Forumlar Haberler Gündem Dünya/Türkiye Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız. Dünyayı İkiye Bölen Elbise! Konuyu başlatan Başlangıç tarihi 27 Şubat 2015 Bu konuyu okuyanlar 91 Katılım 3 Mart 2007 Mesajlar 29,209 Reaksiyon puanı 2,081 Puanları 113 Buna altın-beyaz diyenlerin acilen bir göz doktoru ve nöroloji uzmanına gözükmeleri lazım. Bu elbise mavi ve siyah açın oy verelim bakalım nolcak. Bu kadar kesin konuşma. Ben siyah mavi görenlere bişey diyor muyum? Gözlerim iyidir Allah bozmasın. 92 Katılım 27 Haziran 2008 Mesajlar 5,206 Reaksiyon puanı 11 Puanları 0 Ben mavi ve kahverengi olarak görüyorum .Siyah olan yer bana kahverengi olarak görünüyor. 93 94 95 Katılım 15 Şubat 2007 Mesajlar 6,045 Reaksiyon puanı 69 Puanları 48 96 97 98 Katılım 8 Şubat 2015 Mesajlar 599 Reaksiyon puanı 3 Puanları 0 99 Katılım 15 Şubat 2007 Mesajlar 6,045 Reaksiyon puanı 69 Puanları 48 100 101 Katılım 9 Ocak 2014 Mesajlar 7,253 Reaksiyon puanı 1,231 Puanları 113 102 Katılım 27 Haziran 2008 Mesajlar 5,206 Reaksiyon puanı 11 Puanları 0 De bu soyut sanat değilki her bakan farklı bir şey farklı kategoride görünüyor bu resim. Kendimce bir kategoriye düzenledim. 1Mavi ve Siyah 2Mavi ve Kahve 3Beyaz ve Atınsarisi 4Değişkenler Mavi ve Siyah ,Beyaz ve Altınsarısı sürekli gidip gelenler . 103 Katılım 6 Mart 2015 Mesajlar 38 Reaksiyon puanı 3 Puanları 8 Türkiye ve dünya gündeminden ciddi bir haber var mı diye bölüme girdim bu konu ile karşılaşınca ve bu kadar ilgi gördüğüne şahit olunca çokça şaşırdım doğrusu Çok gereksiz bir mevzu,insanlar böyle basit şeylere kafa yormaktan ciddilerine yer kalmayacak yakında 104 Katılım 10 Mart 2015 Mesajlar 48 Reaksiyon puanı 0 Puanları 0 Bu elbise ile ilgil olarak tek söyleyeceğim şey Gıcık oldum. 105 Katılım 28 Şubat 2015 Mesajlar 6 Reaksiyon puanı 0 Puanları 1 Bu elbise ile ilgil olarak tek söyleyeceğim şey Gıcık oldum. Yeni mi oldun bu elbise eskidi artik 106 Katılım 8 Ekim 2011 Mesajlar 53,054 Reaksiyon puanı 15,131 Puanları 113 olan adamların satamadığı dandik elbise gündem oldu ve sattı ... Benzer konular Forumlar Haberler Gündem Dünya/Türkiye
dünyayı ikiye bölen cam filmi