aynıgün, aynı saat. aylardır her gün o gün, her gün o saat. aynı masa, aynı duvar, aynı küllük. bir şeylerden kaçmak için oturmuştum, olay yerinden bir adım çıkamadım. kalkarsam düşerim ama artık kalkacağımı bilsem de kalkmam oradan. bu artık mutsuzluk değil dedim kendime bu başka bir şey arkasına sığınamadığım bir tükenmişlik. her şey birbirine girdi
Küçük çocukların öfke nöbetlerini ele alan popüler ebeveynlik tavsiyeleri, genelde iki yöntem içeriyor: 1- Dikkat çekme amacıyla yapılan davranışı göz ardı edip gerektiğinde çocuğu ödüllendirin, 2- Ret yoluyla cezalandırıp disipline edin. Bu yöntemler, dünya çapında milyonlarca ailede yaygınlıkla kullanılıyor.
Artık her şeyi biliyor, anlattıgım her şeyi anlıyor. Galiba en rahat dönem dedikleri bu olsa gerek. Bu seneyi anlatmak gerekirse tatilimiz bile harikaydı. İlk defa tatilde hasta olmadan donduk Ama kreşteki ilk kışı oldugun içindir (inşallah) bu kış sürekli hastaydı. o hastalandıkça narin bende hastalandım.
Kızımartık 19.ayında..Herşeyi anlıyor.Heryere tırmanıyor.İstediği şeyleri az çok gösterebiliyor.Ama hala konuşamıyor.Baba diyor ama babasını çağırmak için değil öyle oyun arasında.Daha henüz Anne demedi :( Bende zorlamıyorum zaten sonuçta vakti zamanı gelince konuşacak nasılsa.İnşallah.Aşılarımız tamamlandı sayılır.Sadece hepatit_A aşısının tekrarı
Uyuyordum Ama gözlerimin önünde bir karartı vardı sanki. Neredeyse duyulmayan bir ses gözlerimi açmam gerektiğini söylüyordu. Gözlerim açılmak istemiyor uyumak istiyordu. Ama tuhaf bir sinyal beni sürekli rahatsız ediyordu. İstemeyerek gözlerimi açtım. İlk gördüğüm şeyin ne olduğunu anlamadım.
Fast Money. Çocuğum Her Şeyi Anlıyor ama Konuşamıyor durumu erkek çocuklarda ve daha çok tek çocuk olarak aileye katılan erkek çocuklarda sık görülen bir dil geriliğidir. Çocuk 4 yaşına geliyor ama tıpkı bebek gibi konuşuyor, konuşması hiç anlaşılmıyor, yalnızca annesi ve babası onu anlayabiliyor, sesleri deforme ediyor, bir sesin yerine bir başkasını getiriyor ya da düşürme gibi bozukluklar gösterebilmektedir. Peki tipik bir dil gelişimi nasıl olmalı? Her bebek 3-6 aylık oluncaya kadar anlamsız sesler çıkarabilir ve bu o çocukta işitme kaybı olmadığını göstermez. Sağlıklı doğan her bebekte mutlaka işitme taraması aylık bebek “ba ba ba”, “ma ma ma” gibi anlamlı sesler çıkarmaya aylık bebek “evet”, “hayır” gibi komutları anlamalı, ismiyle çağırıldığında ay arasında “dede”, “baba” gibi anlamlı 1-2 kelimesi ay tamamlandığında 5-10 kelimeli bir kelime dağarcığı gelişmiş ay arasında “bu ne?”, “top nerede?”, “ben kimim?” gibi soruları anlıyor ve anlamlı cevap veriyor ay arasında 2 veya 3 kelimeli cümleler kurabiliyor aydan sonra kullandığı kelimeler yabancılar tarafından anlaşılıyor yaşında basit bir olayı anlatabiliyor yaşında karmaşık bir olayı anlatabiliyor olmalıdır. 18 aylık bebeğim konuşmuyor bir anne/baba olarak ne yapmam gerekiyor? Bebeğin doğru bir dil gelişimi için anne babaların doğumdan itibaren bebeklerine özen göstermeleri ve özel olarak ilgilenmesi gerekir. Çocukla ilgilenmek ve sevildiğini hissettirmek, çocukla sık sık konuşmak, hikaye masal anlatmak, ninni, tekerleme söylemek, nesnelerle ilgili açıklayıcı bilgi vermek, çocuğun işaret ile gösterdiği istekleri onunla konuşarak yönlendirmek, anlatmasını sağlamak , çocuğun fikirlerine değer vermek, anlattıklarını dinlemek gerekir. 2 yaşından önce TV izletmemek, 2 yaşından sonra bir gün içinde 1 saatten uzun süreyle TV karşısında kalmasını engellemekte fayda var. Yaşıtları ile birlikte oyun oynaması çocuğunun gelişimini pozitif etkiler. Sizin de çocuğunuzla iletişim kurmak için uygulamanız gereken en kolay yol doğru oyun oynamaktır. Oyunun önemini Tüm oyunlar çocukların toplumsal yaşam düzenine ve kurallarına uyum sağlamasını kolaylaştırır. Çocuklar, oyuncaklarıyla oynarken nesnelerin günlük yaşamda kullanımına ilişkin deneyimler kazanırlar. Oyunun doğal süreci içerisinde farklı kavramları ve bilgileri öğrenirler. Oynarken bir yandan da nesneleri eşleştirmeyi, sınıflamayı, benzerlik ve farklılıklarına göre ayırt etmeyi öğrenirler. Nesnelerin rengi, şekli, boyutu, miktarı ve konumları hakkında da ön bilgileri olur. Aynı zamanda, farklı yüzeylere dokunma, farklı tatları ve kokuları tanıma ve değişik sesleri dinleme gibi beş duyunun gelişimine yönelik deneyimler kazanırlar. Oyun çocukların küçük ve büyük kas gelişimini desteklemektedir. Ayrıca, çocuklar oyunlarla yeni sözcükler öğrenir ve kendilerini sözel ya da sözel olmayan yollarla ifade edebilirler. Oyun, çocukların hem alıcı hem de ifade edici dil gelişimlerini desteklemektedir Post Views Bu yazıya tepkiniz ne oldu?
3 yaşında oglum baba ve mama dan başka kelime konuşamıyor bazı hal ve hareketlerınden otızm suphesi ediyoruz mesela parmak uçlarda yürüme kollarını çırpma araba tekeri döndürme seslenince bakıyor bazı kelımeleri ne demek istedıgımı anlıyor ama asla dinlemıyo uygulamıyo 3 4 aylıktan beri katı biseyler degıl yemek agzına bile götürmedi götürmüyp çignemiyo direkt kusuyo çorba mama sulu yemek ezince yiyiyo ben ne yapmayalıym cocugu böyle olan varmı hangi sorunla ugrasıcagımı sasırdm cok üzülüyorum lutfen bana biraz bılgı verın hıperaktıf bır cocuk bide
Çocuğun konuşması kendi yaşından beklenenden çok geri veya akranlarına göre çok daha yavaş ilerliyorsa bu çocukta gecikmiş konuşmadan’ bahsedilebilir. Konuşma, ilk üç ayda agulama ile başlar. Daha sonra 3-6 ay arası sesleri taklit süreci ile devam eder. Çocuğun ilk bilinçli kelimelerini 1 yaşından itibaren duymaya başlarız. İki yaşında yirmiye yakın kelime dağarcığı oluşur ve 3 yaşla birlikte fiil içeren cümleler kurmaya başlar. Dört yaşında ise normal gelişim süreci gereğince konuşma tam anlaşılır hale gelir. Tüm bu süreci etkileyecek genetik ve çevresel faktörler, konuşmanın gecikmesine neden olailir. Gecikmiş konuşmaya neden olabilecek etmenler; Uyaran eksikliği,İlgisizlik,Çocuğa aşırı düşkünlük ve bunun sonucu olarak çocuğa ihtiyaçlarını ve şikayetlerini dile getirmede fırsat vermemek,Duygusal çatışma,Çocuğun sürekli tartışma ve kaos ortamında büyümesi Gibi durumlarda çocuklarda gecikmiş konuşmanın görülme olasılığı daha yüksektir. geçikmiş konuşma Gecikmiş konuşmanın belirtileri; Hiç konuşmayabilirler Anlaşılması zor birkaç kelime söyleyebilirler Kelime dağarcıkları sınırlıdırCümle kurmakta güçlük çekerlerJest, mimik ve hareketleri daha çok kullanırlarİsteklerini sözel yollarla ifade etmekte zorlanırlar Zaman zaman başkalarının konuşmalarına ilgi göstermez ve dinlemezler. Konuşmada sesleri doğru çıkarmak önemli olduğu için hangi sesleri çıkaramadığı tespit edilip o seslere daha çok ağırlık verilmelidir. Çocuğun yaşamında ilk bulunduğu sosyal ortam ailedir ve bu süreçte ailenin tutumu oldukça önemlidir. Çocuk aile bireyleri tarafından konuşmaya teşvik edilmeli ve çocuğun konuşması için bir ihtiyaç sağlanmalıdır. Bunun için çocuğun istekleri dile getirmeden, çocuğun ifade etmesine fırsat tanımadan sürekli kendiliğinden karşılanmamalıdır. Eğer siz de çocuğunuzun konuşmasında bir gecikme olduğunu düşünüyorsanız geç kalmadan bir uzmandan destek alabilirsiniz.
27 Şubat 2021 Parkta, okulda ya da sokakta isteklerini ağlayarak, işaret ederek, “ıh-ıh” diye göstererek anlatmaya çalışan çocuklarla hepimiz mutlaka karşılaşmışızdır. Çocuklar büyüyor, herşeyi anlıyor, akıllı telefonları kullanıyorlar. Kimi zaman “konuşmadan tüm derdini anlatıyor hocam” diyen ailelere şahit oluyoruz. Peki bu durum ne kadar/ ne zamana kadar kabul edilebilir? Hem yurtdışında hem de ülkemizde yapılan araştırmalar 3 yaşını doldurmuş çocukların dil gelişiminin büyük oranda tamamlandığını gösteriyor. Bebeklerin 1 yaş civarı ses taklitleri yaptığını, 2 yaş civarı birçok nesneyi tanıdığını, 50’ye yakın sözcük söyleyebildiğini, 3 yaşına geldiklerinde ise basit cümleler kurduğu biliniyor. Bu gelişimin her geçen gün yeni kelimeler öğrenmesiyle katlanarak arttığı bilgisini de ekleyelim. 3 yaşını doldurmuş ancak isteklerini, ihtiyaçlarını ifade etmekte güçlük çeken bir çocuğun mutlaka Uzman Dil ve Konuşma Terapisti tarafından değerlendirme alması gerekir. Terapist DKT değerlendirme sonucuna göre bir müdahale planı hazırlar. Örnek videomuzu izleyip çevrenizdeki ailelerle paylaşımda bulunabilir, dernek bünyesinde bulunan tüm Dil ve Konuşma Terapistlerine adresinden ulaşabilirsiniz.
Odası bebek ya da araba ile dolu olmasına rağmen yenisini isteyen, her markete gidildiğinde oyuncak standından yeni bir şey almadan çıkmayan çocuklarla çok sık karşılaşır olduk. Hayır kelimesini kabul etmeyen ya da bu kelimeyi çocuklarıyla ilişkilerinde kullanmak istemeyen ebeveynler oldukça çok. Peki doğrusu ne? Nöroloji Uzmanı Doktor Mehmet Yavuz, konuyla ilgili anne babalara uyarılarda bulunuyor. Neden Hayır Diyemiyorsunuz? Ebeveynler doğal olarak çocuklarının her istediklerini yapmak istemektedirler. Özellikle günümüzdeki anne baba figürü “Aman çocuğum bir şeyden eksik kalmasın, mahcup duruma düşmesin” düşüncesiyle hareket etmektedir. Ama bunun bir sınırı olmalıdır. Aileler, çocuklarına “hayır” kelimesinin kötü bir şey olmadığını aşılamalıdır. Eğer anne baba, çocuğunun isteklerine karşı sınırını çizemez veya verici olmaya devam ederse o zaman çocuğuna söz geçiremez hale gelebilir. Aile, çocuk üzerinde otoritesini iyi ayarlamalıdır. Elbette her istediğine hayır demek gerekmiyor ama yeri geldiğinde “hayır” demeli ve çocuğunu bu duruma alıştırmalıdır. İlk başlarda zorluklar yaşansa da adım adım ilerleme kaydedilerek çocuğun bu duruma adapte olması sağlanmalıdır. Bir diğer önemli nokta ise anne ve babanın çocuğuna karşı sergilediği tavırlarda tutarlılık olmasıdır. Birinin evet dediğine, diğer ebeveynin de uyması gerekmektedir. Çocuğun, yakın akrabalar veya arkadaşlar tarafından şımartılmasının önüne geçilmelidir. Çocuklarda Doyumsuzluk Çocuklarda görülen doyumsuzluk, genellikle anne baba tutumundan kaynaklanmaktadır. Günümüzde ebeveynlerin çocuklarına duyarlılığı aşırılık boyutuna varabilmekte, çocuklarda “sınırsız olma”, “rahata alışma” gibi davranışlara yol açmaktadır. Aile, ilk olarak şunu kabul etmelidir; her çocuk doyumsuzdur. Fakat bu doyumsuzluğu aile içi sınırlamalar ve kurallar koyarak ortadan kaldırabiliriz. Böylece çocuk doyumsuz olmaktan ziyade mutlu olmuş olur. Tabi ki her çocuğun çocukluğunu yaşamaya ve bu kısıtlı zamanın tadını çıkarmaya hakkı var. Çocuklar sürekli bir şeyler ister. Fakat istediği her şeyin ailesi tarafından anında yapıldığını fark eden çocuklar da azla yetinememe durumu gözlenmektedir. Çocuklar belirli bir yaştan itibaren isteklerini bilinçli olarak ifade etmeye başlıyorlar ve bu isteklerinin anne baba tarafından kabul gördüğünü anlıyorlar. İlerleyen zamanlarda çocuklar isteklerini hep yükseklere çıkartıyorlar. Çünkü onların da bilinçaltlarında “ne istersem yapılıyor” düşüncesi olduğundan belli bir zaman sonra çocuklarda “doyumsuzluklar” gözlemleniyor. Bu durum neticesinde çocuklarda “azla yetinememe” “doyumsuzluk” gibi olumsuz davranışlar oluşmaya başlıyor. Ebeveynlerin Ne Yapması Gerekir? Ailenin ilk olarak, çocuğa alınan bir şeyin aslında bir emek ve para karşılığı alındığını öğretmesi gerekir. “Hayır” kelimesine alıştırın ve o kelimeyi duyduğunda farklı davranışlara girmesini engellemeye çalışın. Ayrıca “hayır” kelimesinin onun algıladığının aksine kötü bir şey olmadığını ve gerektiğinde başkasına da “hayır” diyebilmesini öğretmelisiniz. Sabır etmeyi ve beklemeyi çocuklarınıza öğretin. Beklemek hayatın bir parçası ve ailenin bunu çocuğa küçük yaşlarda aşılaması gerekir. Örneğin, siz bir işle ilgilenirken çocuğunuz sizden bir şey istediğinde, ilk önce kendi işinizi bitirin ve ondan sonra çocuğunuzla ilgilenin. Çocuğun yaşına ve yapısına göre ona sorumluluklar verin. Bu sorumlulukları tamamladıktan sonra onu ödüllendirin. Böylelikle çocuk, bir şey elde etmenin kolaylığına alışmamış olacaktır. Yaşamın zorluklarına karşı kendisinin mücadele etmesi gerektiğini öğretin. Eğer her zorluk karşısında ebeveyn olarak yardım ederseniz ilerleyen yıllarda güçsüz bir birey olarak yetişecektir. Takdirin ve ödülün dozunu iyi ayarlayın. Çocuk, yaptığı olumlu bir davranış veya derslerindeki başarıdan sonra gerektiğinden fazla takdir görürse bu çocuğa olumsuz yansır. Cezadan mümkün olduğunca uzak durun ve çocuğunuzu kurallarla hapsetmeyin. Son olarak, çocuğunuzla sürekli iletişim halinde olun ve onun istediği bir şeyi hemen kestirip atmak yerine orta yol bulmaya çalışın.
çocuğum her şeyi anlıyor ama konuşamıyor